İstanbul'da yaşayan ve zaman zaman memleketi Dodurga'ya gelen Ahmet Bircan Tuğlu, yıllar boyunca eski tarım aletleri, mutfak malzemeleri, çarık, eski döneme ait para, kama gibi eşyalar topladı.

Belde sakinlerinin de önerisiyle Tuğlu'nun topladığı eşyaların daha geniş kesime ulaştırılması için müze oluşturulması kararlaştırıldı. Belde merkezinde oluşturulan Ahmet Bircan ve Gülizar Tuğlu Müzesi'nde yaklaşık bin parça eşya sergileniyor.

Nüfusunun az olması nedeniyle 2014'te kaybettiği belde statüsüne mahkeme süreci sonunda yeniden kavuşan Dodurga'da 3 Temmuz'daki seçime kadar mahallelerin muhtarlığını üstlenen Hasan Hüseyin Kaşıkçı, müzedeki eşyaların son 300 yıldaki yaşanmışlıkları barındırdığını söyledi.

Müzeyi, tarihin gelecek nesillere aktarılabilmesi için oluşturduklarını belirten Kaşıkçı, "Geçmişi, yaşanmışlıkları gençlere, bizlere hissettirme noktasında müze mantığında yaşatalım istedik. Bunların da güzel dönüşlerini almaya başladık." dedi.

Müzedeki eşyaların büyük çoğunluğunun Ahmet Bircan Tuğlu tarafından temin edildiğini anlatan Kaşıkçı, belde sakinlerinin de ellerindeki eski eşyaları getirerek destek olduğunu dile getirdi.

Bir ailenin evinde, sokağında, arazisinde kullanabileceği ne varsa müzede hepsinden bulunduğuna işaret eden Kaşıkçı, şunları kaydetti:

"Ankara'dan bir hemşehrimiz gelmişti. 'Hayalimdekini ilk defa böyle bir beldede görmenin mutluluğunu yaşıyorum' dedi. Gelenler anılarını tazeliyor. Bu da bizim, 'Bu işi iyi ki yaptık' dememize neden oluyor. Misafirlerimiz oluyor. Onlar da daha güzel yapılabilme noktasında fikirler sunuyor. Biz de elimizden geldiğince burayı canlı tutmak için gayret edeceğiz."

 "Buraya geldiğimizde geçmişi yaşıyoruz"

Belde sakinlerinden Recep Gökkaya da uzun yıllar Ankara'da yaşadığını, bir yıl önce memleketine döndüğünü aktardı.

Müzeyi ziyarete gelen çocukların, gençlerin geçmişi hissettiğini düşündüklerini vurgulayan Gökkaya, "Geçmişte büyüklerimizin el emekleriyle yaptıkları, kullandıkları birçok araç gereç mevcut. Bu müzenin oluşumuna katkı sağlayanlara teşekkür ediyoruz. Burası bize geçmişi yaşama, tazeleme gibi bir duyguyu yaşatıyor." ifadesini kullandı.

Eskiden insanların zor şartlarda büyük işler yaptığının altını çizen Gökkaya, "Bu malzemeleri gördüğümüzde geçmişte insanların ilkel aletlerle çektikleri eziyetleri daha iyi anlayabiliyoruz. Bir sabanla, bir öküzle, katırla dere tepe demeden, hiçbir yeri boş bırakmadan günlerce, aylarca çalışmaları takdire şayan. Gençlerimize de bunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Artı49
Fotoğraf:AA