Menekşe Toprak'tan yeni kuşak yazar tarifi: “Tepkililer, çokdilliler”

Menekşe Toprak'tan yeni kuşak yazar tarifi: “Tepkililer, çokdilliler”

Gazeteci-yazar Menekşe Toprak, Türkiye kökenli ve Almanca yazan yeni kuşak yazarları şöyle tarif etti: “Çokdilliler, özgüvenliler, geldikleri yeri gizlemiyorlar ve çok tepkililer.”

“Dejavü“ ile Berlin Kültür Senatörlüğü'nün Berlin’de yaşayan uluslararası yazarlara verdiği bursa layık görülen gazeteci yazar Menekşe Toprak’la sohbetin ikinci bölümünün konusu son kuşak yazarlar oldu. Göç arka planı bulunan yazarların ilk yapıtlarının genellikle otobiyografik olduğuna işaret eden Toprak “Ancak yeni kuşak bu konuyu aşmış diyebilirim. Çokdilliler, özgüvenliler, geldikleri yeri gizlemiyorlar ve çok tepkililer” dedi.

1.jpg

Menekşe Toprak

“Ağıtın Sonu” adlı romanı ile “Duygu Asena Roman Ödülü”nü 2015 yılında, “Arı Fısıltıları” ile “Ankara Üniversitesi Roman Ödülü”nü 2019  yılında kazanan gazeteci-yazar Menekşe Toprak +49’un YouTube kanalında yayınlanan Avrupa Gündemi programının konuğu oldu. Söyleşinin ikinci bölümünde Menekşe Toprak dördüncü kuşak yazarlar hakkında çarpıcı saptamaları şöyle aktardı:

“FATMA AYDEMİR’İ ÇOK ÖNEMSİYORUM”

“İlk kez ürün verdiyse doğal olarak otobiyografik yazabiliyorlar. Ancak çok ilginç, çok tepkili bir kuşak olarak görüyorum. Fatma Aydemir bunlardan biri ve çok önemsiyorum. Daha feminist ve kadın gözüyle bakıyor. Aynı zamanda onu  gazeteci olarak biliyoruz. Çok da iyi yerlerde kitaplarını çıkarıyorlar.

2.jpg

Fatma Aydemir

“DENİZ UTLU DA ‘OTOBİYOGRAFİDEN’ ÇIKTI”

Deniz Utlu da son kitabını en iyi yayınevlerinden birinde çıkardı. İlk kitabında otobiyografisine benzeyen bir eser verdi. Irkçılığa karşı ses veren bir kitaptı. Suhrkamp gibi bir yayınevinde çıkan son kitabında ise bu toplumdaki herhangi bir birey gibi yazdı. Doğal olanı da bu aslında. Dahil olduğu toplumla ilgili söylemler geliştiriyor. Bunu yapmak çok önemli. Buraya daha dahil olmak isteyen başka başka yazarların çıktığını görüyoruz.

3.jpg

Deniz Utlu

“OTOBİYOGRAFİK ESER” Mİ İSTENİYOR?

Yayınevlerinin otobiyografik çalışmaları tercih edebileceğini ise tahmin edebiliyorum. Çünkü refleks öyle. Gazeteci olarak da biliyorum bunu.  Doğrudan Almanca yazamasam da Almanca radyo ve gazetelere Almanca iş yapmışlığım var. Türkiye ile ilgili bir konuysa, sizi muhatap alıyorlar.

ZAİMOĞLU HÂLÂ KANAK SPRAK İLE ANILIYOR

Feridun Zaimoğlu örneğin çoktan çıktı o konulardan. Ancak  'Leyla' romanı Rus adlı bir başka romanına daha fazla 'tercih edilir mi' derseniz, 'evet, ediliyor' diyebiliyorum. Kanak Sprak ile hâlâ anılıyor. O refleks değişmiyor. Ancak yazarlar mücadele ediyor. Yeni kuşak yazarlar çok da iyi Türkçe konuşuyorlar. Almanca yazıyorlar. 90 doğumlular yani dördüncü kuşak. Çok şaşırtıcı. Dünyayı tanıma isteği var gençlerde. İngilizceyi, Fransızcayı çok da iyi biliyorlar. Geldikleri kültürü ise küçümsemiyorlar. İkinci kuşak kendini gizleme refleksi geliştirmiş olabilir ama bu kuşakta görmüyorum.”

IŞIN TOYMAZ – BERLİN

HABERE YORUM KAT