Macron Cumhuriyeti: Koronayla mücadele günlerinde bir tasarruf komedisi
“Burada da korona günleri doludizgin, herkes çıldırmış.” Evet aynen öyle. Hasta olmak korkusundan değil, hayattan, kalan zamandan ne kadar mutluluk tadabilirim derdiyle. Zamanla, sanki Azrai
Evet, Fransa’da virüs yine yaygın, yoğun, etkileyici bir biçimde dolaşıyor. Doğrusu dolaştırılıyor olmalı. Bilhassa “yaşamdan, dinlencede
Resmi ağızlara göre, “Gençler”in yeni tanımı 15 ile 20 ve 40 ile 45 yaşları arasındakiler. Korona belasının bu kesimleri yoğun bir biçimde etkilediği resmen ispatlandı: Rakamlar yeni hastalar arasında bu kümelerden erkek ve kadınların sayısının daha fazla olduğunu gösteriyor. Ne iyi ki, bu kesimler virüse karşı daha iyi bir savunma mekanizmasına sahip olduklarından ağır hasta ve/veya ölü sayısı düşük. Teselli mi?Değil elbette, bu bir saptama.
Korona ile mücadele sürüyor.
FRANSA’NIN YAŞLILARI
Son gelişmelerle birlikte şubattan bu yana yapılan gözlemler ve saptamalar da doğrulanıyor: Fransa’da bu belanın en baştaki kurbanlarını oluşturan
Acil Servislere gidenler/götürülenler arasında yapılan öncelik seçiminde/sıralamasında yaşlıl
Aylar geçti korona belası sürüyor. Bu belanın sırrı tamamen çözülemedi ama tek tük de olsa kimi özellikleri artık biliniyor.
Yukarıda vurguladığım gibi, gençlerin hastalığa karşı biraz daha dayanıklı olduğu anlaşıldı.
Bir kez bu belaya yakalananın bağışıklık kazanmadığı,yeniden bulaşıçı hastalığa yakalanabileceği de artık biliniyor...Bu mesele de tartışılıyor.
Bunca dertten, ölümden sonra hastanelere bira
Yaşlıların kurallara daha ciddi bir biçimde uydukları da söyleniyor. Bu hem doğru hem de istisnalarıyla göz yaşartıcı. İşte bir örnek, sadece bir örnek: Yaşlı bir maganda, “Maske takmıyor musunuz?” diye soran bir televizyoncuya hışımla, “Maskeniz sizin olsun, ben Cezayir Savaşı’nı yaşamışım, gaziyim, bana hiçbişey olmaz!” deyiverdi. Gazetecinin nutku tutuldu ama haberi de harika.
BÖYLESİ GÖRÜLMEMİŞTİ
Korona, saldırısını sürdürüyor. Fransa toplumsal, kültürel, ekonomik hayatı birinci viteste. Yurttaşlar daha az tüketiyor. Daha az yolculuk yapıyor. Daha az lokantaya gidiyor. Cafeler daha az ilgi çekiyor. Teraslar öksüz. Sinemalar açıldı ama müşteri yok. Tiyatrolar ağlıyor. Konserler iptal. Festivaller/şenlikler yapılamıyor. Birçok şey iptal edildi. Böylesi bir yaz “modern zamanlarda” daha önce hiç görülmemişti.
Tebessüm yerine hayal kırıklığı ve hüzün.
Bu olaylar, sorunlar, ızdıraplar yanında beklenmeyen, daha önce akla pek gelmeyen bir sonuç da kendini gösterdi. Fransa’da yaşayanlar
Bu kadar parayı nereye, nasıl, ne zaman yatırmalı? Mikro vemakro ekonomik açılardan yanıtlanması zor bir soru.
3 Eylül’de Başbakan’ın “ekonomiyi canlandırmak” için çok özel programıyla özellikle çok büyük şirketlere yapacağı “pompalama
Bunlar siyasi demagojiler, hele Planlama Teşkilatı’nın başına,Macron’un cumhurbaşkanlığına aday olmasını ilan etmeden önce bile en birinci destekçisi François Bayrou’nun atanmasıbaşlı başına bir hadisedir.
MACRON’UN YEDEK LASTİKLERİ
Macron’un ilk hükümetinde Adalet Bakanlığı’na getirilen ama adı “basit bir yolsuzluğa” karıştığı için istifa ettirilen Bayrou UDI-MODEM nam partinin (adını pek sık değiştiren bir partidir, bu yazı yayınlanana kadar yeni bir isim almış bile olabilir onun için hıristiyan-demokrat parti diye aklımızda tutalım) Bir Numara’sıdır, ve bu parti bugün Macron partisinin Meclis’teki desteğidir/bastonu
İnanmayana iki örnek daha verebilirim. Araştırın lütfen, eski başbakanlardan Laurent Fabius ve Lionel Jospin bugünlerde nerede görev yapıyorlar? Birincisi Sosyalist Parti’ninMitterrand döneminde, taaaa 1984’te, Mitterrand’ın rehberliğinde partisini “sosya
Ama aynı Fransa’da son bir-iki haftada korona hastalarınınsayısı durmadan artıyor: Ne yapmalı?
Bela daha çok aile içi geniş toplantılarda, evlilik, yaşyıldönümü vesaire vesilesiyle düzenlenen şenliklerde/düğünlerde, her yerde yayılıyor. Bunları yasaklamak değil amaç, amaç bunların kurallara göre yapılmasıdır.
Bela özellikle büyük kentlerde endişe verici boyutlarda: Paris ve ikinci büyük kent Marsilya en başta. Son günlerdeki ciddi ve tedirgin edici gelişmeler üzerine ikincisinde, belki ikisinde de, mahalle mahalle, ilçe ilçe “evde kal” uygulamasına geçilebilirlik konuşuluyor.
Bu bela daha süreceğe benziyor. Bu belayı atlatsak bile maalesef benzeri başka belalar çıkacak: Bu düzen böyle sürer, doğayla ve hayvanlarla alay etmeye devam edersek. Ki maalesef devam edenler hep olacak. Sadece doğayla ve hayvanlarla değil, insanlarla da. Yaşamla da.
Tedbiri elden bırakmamalı. Kurallara uyarak oyunu oynamalı. Faulsüz. Başkalarını, bilhassa çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünerek. Geleceklerini de.
M. ŞEHMUS GÜZEL - PARİS
KAYNAK: ayorum.com