“Futbolda oyun felsefesi olmadan, uzun vadeli düşünmeden başarılı olunamaz”
Köln’deki Alman Spor Yüksek Akademisi mezunu ve Alman Futbol Federasyonu’ndan UEFA Pro antrenör yetiştirme lisansı sahibi 47 yaşındaki Fuat Kılıç, dinamik tavırlarıyla etrafına pozitif enerji saçanlardan. Rekortmen antrenör Kılıç, FC Kaiserslautern’de başlayan yolculuğun ara duraklarında MSV Duisburg, Kasımpaşa ve FC Saarbrücken bulunuyor. En son Alemania Aachen’da 4,5 yılı dolu dolu yaşadığını, dipten zirveye acı tatlı anıların hem mesleki hem de insani açıdan kendisine çok şey kattığını vurgulayan Fuat Kılıç, gazeteci arkadaşımız Mustafa Özbay'ın sorularını yanıtladı.
- Fuat Bey, merhaba. Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?
FUAT KILIÇ - Merhaba. Gümüşhane doğumluyum ve 7 yaşında Almanya’ya geldim. Okul hayatını 2000 yılında Köln Yüksek Spor Akademisinden mezun olarak bitirdim. Futbol kariyeri boyunca ve Akademi döneminde bütün genç yaş gruplarında antrenörlük yaparak,
2007 yılında UEFA Pro lisansını aldım. 2007-2008 sonuna kadar Milan Sasic ile FC Kaiserslautern’i çalıştırdık, daha sonra yine Milan Sasic’le MSV Duisburg’un başına geçtik. 2011 yılında MSV Duisburg’la DFB kupa finali yaşadık, olmamış bir şeyi başarmıştık ama maalesef kulübün maddi problemleri yüzünden, orada uzun vadeli kalamadık.
Daha sonra 2012 yılında Kasımpaşa’da Metin Diyadin’in yönetiminde yardımcı antrenör olarak göreve başladım. Kısa bir süre sonra Metin Diyadin Hoca ile Kasımpaşa’nın yolları ayrıldı ve birkaç haftalığına bana takımı idari teknik direktör olarak devrettiler. O süreçte iyi bir ivme yakaladık, hatta bana kulüpte altyapıdan sorumlu antrenörlük teklif ettiler.
Türkiye’den Almanya’ya döndükten sonra yine Milan Sasic’le FC Saarbrücken’i çalıştırdık. Ancak bir süre sonra Milan Sasic’in görevine son verdiler ve takımı bana emanet ettiler. Takımla büyük bir başarı yakaladık ve Playoff’larda bir üst lige çıkmayı kıl payı kaçırdık. 2 yıl sonra da takımdan ayrıldım.
- FC Saarbrücken yolculuğunuzun ardından Alemannia Aachen’dan Teknik Direktörlük teklifi alıyorsunuz. Aachen’a gelmeden önce bu kadar uzun süre kalıp, 120 yıllık Alemannia Aachen tarihinde bir rekor kıracağınız hiç aklınızdan geçmiş miydi?
FUAT KILIÇ - Doğrusu hiç düşenemezdim böyle bir şeyi. Alemannia Aachen’da çok başarılı ve müthiş zamanlar geçirdik. İflas etmiş bir takım olarak bulunduğumuz Regionalliga’da tutunmayı başardık, her sene Bölgesel Kupa finaline katılmayı başardık, geçtiğimiz sezon da DFB kupasına katılmayı hak ettik. Özellikle Leverkusen takımına karşı oynadığımız DFB kupa maçını kaybetmemize rağmen, inanılmaz bir atmosfer yakaladık ve seyirciyle bütünleştik. Amacımız hep bir üst lige çıkmaktı, ama maddi imkânsızlıklar yüzünden bunu başaramadık. Elimizdeki kaliteli oyuncuların çoğunu satmak zorunda kaldık, takımı her sene gençlerden sıfırdan yeniden kurduk ve başarılı olmak için zamana tabii ki ihtiyaç vardı.
Buna rağmen bu bütçeye göre güzel ve başarılı sezonlar yaşadık. En büyük gururum Alemannia Aachen’ın 120 yıllık tarihinde en uzun süreli teknik direktör görevini yapan kişi olmak. Seyirciden yöneticisine kadar bana güvendiler ve hep desteklediler. Gerçekten çok gurur vericiydi. Ama benim daha farklı ve daha büyük hedeflerim olduğu için kendi isteğimle Alemannia Aachen’dan ayrıldım.
- Alemannia Aachen’da geçirdiğiniz en mutlu ve en kötü gününüz hangisiydi?
FUAT KILIÇ – Tabii ki takım olarak en kötü günümüz 2017 yılında Alemannia Aachen’ın resmi olarak iflas ettiği zamandı. Biz takıma yeni hedefler koymuşuz, harıl harıl çalışıyoruz, kulübün iflas haberi geldi, adeta hepimiz yıkıldık. Ben kişi olarak her zaman mücadeleci bir kişiliğe sahibim, ilk şoku atlattıktan sonra takımı toparladım ve 4,5 yıl başarılı şekilde hizmet verdim. En mutlu olduğum gün 2019 Ağustos ayında Leverkusen ile Aachen’da oynadığımız DFB kupa maçıydı. O maçta 30 bin kişi stadı tıklım tıklım doldurmuştu ve bu çok gurur vericiydi.
- Türkiye ile Almanya futbol dünyası arasında fark var mı? Türk kökenli bir Alman antrenör olarak zorluk yaşadınız mı?
FUAT KILIÇ - Almanya’da daha çok konsepte dayalı çalışılıyor, planlamalar uzun vadeli yapılıyor. Futbol eğitimine ve futbol antrenör eğitimine çok önem veren bir ülke. Türkiye’de ise kısa vadeli hemen başarı gelsin isteniyor. Sezon içinde kulüplerin kaç tane antrenör değişikliğine gittiğine bakarsanız ne demek istediğim tam anlaşılır. Halbuki Türk futbolunda uzun vadeli planlama yapılırsa çok büyük potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Öz kaynaklarımıza önem vermeliyiz, futbol eğitimine yatırım yapılırsa hem liglerin kalitesi artar, hem de Türk milli takımına büyük katkı sağlar.
Son dönemde Almanya’da genç Alman kökenli antrenörlere daha çok fırsat tanındığını görüyoruz, ama bu beni fazla etkilemiyor. Aksine daha da hırslandırıyor.
- Bundan sonraki planlarınız ne acaba?
FUAT KILIÇ - Aachen’ı bırakma nedenim Almanya’da 2. Lig veya 3. Lig’e çıkmayı hedefleyen bir kulüple çalışmak istemem. Şimdiye kadar Türkiye’yi düşünmemiştim, daha çok tecrübe edinmek istemiştim ama şimdi o tecrübe ve yeterliliği kazandığımı düşünüyorum. Bu birikimimle Türkiye’de başarılı olacağıma inanıyorum. Almanya ve Türkiye’de görüşmelerim devam ediyor. Türkiye’de uzun vadeli bir sistem dahilinde düşünen bir kulüple çalışmayı uygun görüyorum. Kendime bu konuda çok güveniyorum. Oyun felsefesi olmadan, uzun vadeli düşünmeden başarılı olmak imkânsız.
+49 – KÖLN