Dönüm noktası

Dönüm noktası

"Enflasyon ve gelir dağılımdaki adaletsizlik ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer alması gereken önemli iki sorun..."

Halit Çelikbudak yazdı

Seçimler bitti. Yeni yasama yılı başladı, kabine açıklandı. Ama seçimin sonuçları da siyasal boyutuyla tartışılıyor, yorumlanıyor. Tartışmaların, yorumların bir süre daha devam edeceği de anlaşılıyor. Özellikle de muhalefet cephesinde daha da süreceğe benziyor. Muhalefet yenilginin nedenlerine kafa yoruyor, doğal olarak kısmen mazeret üretiyor, ama bir yandan da yenilenmekten bahsediyor. Muhalefetin dilinde ‘yeni‘ kelimesi sıkça geçiyor. Bunları bekleyip göreceğiz.

* * * *

Hatırlarsanız, partilerin seçim bildirgelerinde vaatler havada uçuştu. Bu vaatler arasında, doğal olarak en çok ekonomiye ilişkin olanlar dikkati çekiyordu. Asgari ücret, istihdam, ihracat, milli gelir, emekli maaşları vesaire gibi konularda her parti, rakibinden daha fazlasını söylüyordu. Tüm bunları gerçekleştirmek kısa veya orta vadede mümkün olabilir miydi? Tabii ki mümkün değildi.

* * * *

Enflasyon ve gelir dağılımdaki adaletsizlik ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer alması gereken önemli iki sorun. Hatta bunun ekonomik bir sorundan ziyade politik, sosyal bir sorun olduğu da söylenebilir. Bu iki sorun toplumda muazzam bir memnuniyetsizliğe yol açıyor. Özellikle de genç nesillerin, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar artık kazanan tarafta yer alamayacaklarını düşünmelerine neden oluyor. Özellikle 30 yaşın altındaki gençlerde farklı bir duygu ortaya çıkıyor: hüsran,

* * * *

Yeni bir ekonomik düzen çağrıları artık dikkat çekecek ölçüde yükseliyor. Bu çağrıya kulaklar tıkanmamalı. Bir dönüm noktasına ihtiyaç var. Yeni kabine işbaşı yaptı. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mehmet Şimşek’e teslim edildi. Daha önce Maliye Bakanlığı yapmış tecrübeli bir ekonomist. 1967 Batman doğumlu Şimşek, Ankara, İstanbul, New York ve Londra’da uluslararası kuruluşlarda ekonomist, stratejist ve yönetici olarak çalışmış biri. Şimdi tekrar omuzlarında büyük yük var.

* * * *

Enflasyon ve gelir dağılımdaki adaletsizliğin aslında küresel bir sorun olduğu da göz ardı edilmemeli. Yaşadığım Almanya’dan bir örnek vereyim. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü’ne göre, ilk yüzde on tüm servetin üçte ikisinden fazlasına sahipken, alt yarının tamamı yüzde 1,3 ile yetinmek zorunda. Gelir artışı da değişkenlik gösteriyor: Alman toplumunun en alttaki onda birinin satın alma gücü 1995 ile 2019 arasında yüzde 5'in biraz altında artarken, ilk onda biri yüzde 40 gibi iyi bir değer kazanmış.

* * * *

Gelir dağılımı bozukluğu rakamsal olarak anlatmak için sık kullanılan yöntem Gini Katsayısıdır. Gini katsayısı İtalyan istatistikçi, sosyolog Corrado Gini tarafından geliştirilmiş. Onun adına atfedilmiş. Gini Katsayısı sıfır ile bir arasında bir değer. Sıfır olması, gelirin herkese eşit dağıtıldığını, bir olması ise tüm gelirin bir kişi veya grupta toplandığını ifade eder. Sıfır veya bir olduğu bir ülke yok, ancak ülkeden ülkeye değişiyor. Türkiye’nin katsayısı 0,4 olarak hesaplanmış. OECD ülkelerinin ortalaması 0,3 civarında olduğu söyleniyor. Şimdi Türkiye’nin ilk hedefinin bu katsayıyı sıfıra doğru yaklaştırmak olmalı.

* * * *

Harvard Üniversitesi’nde Amerikalı filozof Prof. Dr. Michael Sandel, ‘Küreselleşme kazananları, her şeyi kendi başlarına yaptıklarına inanıyorlar. Bu da nüfusun geri kalanına tepeden baktığı hissini yaratıyor. Bu siyasi atmosferi zehirliyor. Sıradan işlerin değeri çok az görünüyor. Bu işleri yapanlar da hor görülüyor. Bunun değişmesi gerekiyor‘ diyor.

* * * *

Şöyle bir söylenti de var ekonomi dünyasında. Yaklaşık 22 milyar değerinde risk fonunu yöneten ünlü Amerikalı Ray Dalio, son zamanlarda sabahları 2000 metrekarelik villasında Wall Street Journal'ı değil de Karl Marx'ın Das Kapital'ini okuyormuş. Dalio ‘Kapitalizm artık çalışmıyor‘ diyormuş. Ne kadar doğru bilmiyorum ama bahsettiğim iki sorun acil çözüm bekliyor.

Halit Çelikbudak yazdı

HABERE YORUM KAT
1 Yorum