Dinci eğitim mi, laik eğitim mi? Almanya’da Türkçe dersleri yol ayrımında

Dinci eğitim mi, laik eğitim mi? Almanya’da Türkçe dersleri yol ayrımında

Almanya’daki Türkçe erimenin eşiğinde yol ararken, şimdi de derslerin dernek ve cemaatlere teslim edilmesinin muhtemel sonuçları tartışılıyor. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Türkiye kökenli öğretmenler Türkçe için alarm veriyor.

Federal Almanya’daki konsolosluklar daha kısa bir süre önce okullardaki Türkçe derslerine katılım için ünlülerle bir videolu çağrı yapmıştı.

Yurtdışındaki çocuklarının Türkçeyi daha iyi öğrenmeleri ve Türk kültürünü yakından tanımalarını sağlamak için verilen Türkçe ve Türk Kültürü Derslerine katılımın önemini anlatmak amacıyla Milli eğitim Bakanlığı  AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından bir kısa film hazırlanmış, dünyanın her yerinde sosyal medyada paylaşılmıştı.

Dört dilde hazırlanan kısa filmde, Türkçeyi iyi bilmenin ve kültürümüze sahip çıkmanın çocuklarımızın geleceğinde sağlayacağı faydayı anlatmak üzere Avrupa Türk toplumunda öne çıkan bilim insanı, sanatçı, aşçı, dilbilimci, futbolcu, sosyolog gibi rol modeller gönüllü olarak yer almıştı.

ŞAŞIRTICI MEKTUP

Ancak Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki konsolosluğun dernek başkanları ve din görevlileirne gönderdiği son bir mektup herkesi şaşırttı. Derneklerdeki Türkçe derslerine öğretmen tavsiyesinde bulunulması istenen mektup, söz konusu kısa filmin verdiği mesaja taban tabana zıt.

Daha açık ifadeyle şöyle:

Düsseldorf Başkonsolosluğu Din Hizmetleir Ataşeliği’nin din görevlilerine ve dernek başkanlarına 8 Ekim 2020 tarihinde gönderdiği bir mektup Kuzey ren Vestfalya Eyaleti’ndeki (NRW) Türk öğretmenlerin Türkçe dersleri konusunda alarm vermesine yol açtı.

Mektupta şu ifadeler yer alıyor:

DİN GÖREVLİSİNE “TÜRKÇE ÖĞRETMEN TAVSİYE ET” MEKTUBU

“Yunus Emre Enstitüsü ve DİTİB işbirliğinde derneklerde kursa devam eden öğrenciler için Türkçe dersleri projesi başlatılmış ve uygulamaya konulmuştu. Bu bağlamda derneklerde yürütülen Türkçe derslerinin daha başarılı ve verimli olması için Türkçe öğretmenliği adaylığına derneğinizce uygun görülüp teklifte bulunacağınız kişilere DİTİB tarafından seminer verilmesine karar verilmişti.”

Türk Öğretmenler Derneği (NTW-TÖD), Ruhr Öğretmenler Derneği (RÖD), Türkiyeli Öğretmenler Birliği (NRW-TÖB) ve Gelsenkirchen Türk Öğretmenler Derneği (GeTÖD)

ortak bir basın açıklaması yaparak  anadil derslerinin Yunus Emre Enstitüsü ve DİTİB işbirliğiyle, derneklerde pedagojik eğitim almamış kişiler tarafından verilmesine karşı olduklarını  bildirdiler.

Türkçe derslerinin yerinin okullar olduğunu, dernek ve cemaatlere teslim edilen dilin kalitesi ve prestijinin düşeceğine işaret ettiler.

NRW-TÖB Başkanı Zülfü Gürbüz +49’a yaptığı açıklamada okullardaki Türkçe derslerinde görev yapan öğretmenlerin laik, çağdaş ve demokratik eğitimi savunduklarını ancak dini cemaatlere teslim edilen Türkçe eğitimin dinci eğilimlerin etkisi altında verilmesinden endişe duyduklarını dile getirdi.

Yaklaşık 50 yıllık Türkçe mücadelesine destek vermek yerine konsoloslukların mevcut derslere katılımı hafta sonu dersleri modeli ile daha da zayıflatacağını kaydeden Gürbüz, “Bu savaşın kazananı olmayacak, ama Türkçe kaybedecek” dedi.

Türkiyeli Öğretmenler Birliği Başkanı (NRW-TÖB Bşk.)  Zülfü Gürbüz ile Türkçe derslerinin cemaatler ve derneklere kaydırılmasına ilişkin endişeleri konuştuk:

image001.jpg

NRW-TÖB Başkanı Zülfü Gürbüz

 

“OKULLARDAKİ TÜRKÇE DERSLERİNE BALTA VURUYORLAR”

- Sizce “Türkçe öğretmenlerinin belirlenmesinde yetkinlik din görevlilerin ve dernek başkanlarının inisiyatifine bırakılabilir mi?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - Böyle bir tavsiyede bulunmamaları gerekiyor. Pedagojik, didaktik ve metodik açıdan böyle bir şey önermemeleri gerekiyor. Bu nedenle biz de basın açıklaması yaptık. Bu saydığım şartları yerine getirmeyenler bu dersleri verirse siz dilin hem kalitesini hem de prestijini düşürmüş olursunuz. Ayrıca şu anda var olan Türkçe derslerine de balta vurmuş oluyorsunuz.

“KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ BİR GİRİŞİM”

- Sivil toplum kuruluşlarının, cami derneklerinin ve DİTİB’in asıl görevi Türkçe dersi vermek midir?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - DİTİB’in ya da diğer cami derneklerinin ilk ve asli görevi dil öğretmek değil. Bunun için farklı kuruluşlar var, kurumlar vardır. Bunun için eğitim almış insanlar vardır. Ki biz bunlara öğretmen diyoruz.

Pedagojik eğitim verilecektir, deniyor ama, biliyoruz ki, o eğitim birkaç gün ya da haftadan ileri gitmeyecektir. Bu kurslar da bu insanlar tarafından verilmeye başlanacak. Biz buna tamamen karşıyız. Basın açıklamamızda da belirttiğimiz gibi, okullar bilgi ve bilim yuvasıdır. Türkçe, bir bilim, sanat, kültür, edebiyat dilidir. Bu kadar zengin ve kapsamlı bir dilin öğretiminin, öğretmenlik eğitimi almamış kişiler tarafından verilmesi dili küçük düşürücü bir girişimdir.

TÜRKÇE DERSLERİNİN YERİ OKULDUR

- Türkçe derslerinin yeri neresidir?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - Diğer dersler nerede yapılıyorsa, Türkçe derslerinin de yeri orasıdır, okullardır. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz.

“DİNİ TEMEL ALAN DERSLER OLACAKTIR”

- Bu adım Türk çocukları açısından Türkçe derslerinde dinci eğitim ve laik- modern eğitim olmak üzere bir yol ayrımı mıdır?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ – İçerik açısından birlikte yaşamı laikliği ön plana çıkaran öğeler var. Ama cemaatlerin ve derneklerin vereceği derslerin içeriği açısından endişeliyiz. Tarafsız olmayacaktır. Bizler ise bu ilkeyi korumak zorundayız. Türkçe derslerini veren kuruluşlar bağlı olduğunuz dünya görüşünü yansıtacaktır. Dini temel alacak bir eğitim olacaktır. Bizler ise laik, demokratik ve çağdaş eğitimi savunuyoruz . Bu kurslara bu mektuba eğitim ataşelikleri ne diyecekler?

“TÜRKÇE ÖĞRETMENLERİ BURADA YETİŞECEK”

- Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti‘nde Türkçe derslerinin tüm yasal dayanakları ne durumda?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - 70’li yıllardan bu yana ek ders olarak Türkçe dersleri eyaletimizde veriliyor. 24 farklı dilde anadil ek dersleri veriliyor. Eyalette 700 bin göçmen kökenli çocuk yer alıyor. 250 bini ise Türkiye kökenli. Bunun sadece yüzde 16’sı yani 40 bini Türkçe derslerine katılıyor. Katılımın düşük olmasında Türkçe derslerinin öğleden sonra verilmesi etkili oluyor. Ancak derslerin not ortalamasında ektili olmaması da ilgiyi azaltıyor. Bu nedenle derslerin içeriğini, statüsünü güçlendirmek ve katılımı yükseltmeyi hedefliyoruz.

Bugün Kuzey Ren-Vestfalya’da Türkçe Dersi hem anadil dersleri hem seçmeli yabancı dil hem de lise bitirme dersleri kapsamında yasal olarak verilmektedir. İçinde yaşadığımız Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde Türkçe derslerinin tüm yasal dayanakları mevcuttur. Kuzey Ren-Vestfalya’da Türkçe öğretimi, Essen Üniversitesi Türkçe Bölümü‘nde yetişen ve Türkiye’de eğitim almış öğretmenler  tarafından yapılmaktadır. Gelecek dönemden itibaren ilkokul Türkçe öğretmenleri de burada yetişecektir. Bu öğretmenler Alman meslektaşlarıyla aynı statüye sahiptir. Nasıl ki okullarda Almanca, İngilizce derslerini veren öğretmenlere güven duyuyorsak, burada ve Türkiye’de yetişen Türkçe öğretmenlerimize de güven duymalıyız

“50 YILLIK KAZANIMLAR ZARAR GÖRÜYOR”

- Türkçenin meşruluğunu tartışmaya açmak nasıl bir etki yaratıyor?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - Belli çıkar çevrelerinin sık sık verilen dersleri küçümsemesi Türkçenin toplum içindeki itibarını sarsmıştır. İkide bir Türkçenin meşruluğunu tartışmaya açmak, 50 yıllık kazanımları zedelemek  ve zarar vermek demektir. Biz Türkçe derslerinin hem içerik, hem statü hem de müfredat ve teknik olarak kalitesini yükseltmeye ve katılımı güçlendirmeye çalışırken DİTİB veya diğer dernekler hafta sonu Türkçe kurslarıyla Türkçe mücadelemize balta vuruyor.

TÜRKÇE SAVAŞLARI MI?

- Derneklerde, cemaatlerde Türkçe derslerinin verilmesi toplumu ne yönde etkileyecektir? Sizler okullarda verilen derslere katılımı yükseltmek amacıyla  mücadele ederken Türkçenin stk’lara ve dini kuruluşlara kaydırılmak istenmesini “Türkçe savaşları” olarak mı okumak gerekiyor?

ZÜLFÜ GÜRBÜZ - Anlamsız bir savaş. Kimsenin kazanamayacağı bir savaş olacaktır. Türkçe politikası uygulanacaksa eğitim eyaletlerin kontrolünde. Bir eyalette hiç Türkçe dersi verilmemesi durumunda belki 'hiç yoktan iyidir' dersiniz, ama yıllardır verilen bir mücadelenin sonuna ulaşılan bir statü var ve siz bu girişimleri baltalıyorsunuz. Kaybeden Türkçe olacaktır. Bütün gücümüzü okullardaki bu derslere aktarmak varken siz mücadeleyi zayıflatıyorsunuz. Zaten zayıf olan katılım, iyice zayıflayacak.

HAFTA SONU OKULLARI YANLIŞI

Almanya’da T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) “Hafta sonu Okulları” programına eleştiriler aslında ilk günden bu yana yani bir yıldır sürüyor. Ancak son gelişmeler Türk öğretmenleri ve velileri kaygılandıran boyutlara ulaştı.

Yurtdışında yaşayan çocuk ve gençlerimize dönük program ile 9 ülkede Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin yurtdışındaki sivil toplum kuruluşlarının çatısı altına alınması gerçekleşirken, uzmanlar ve Türkçe gönüllüleri, YTB’nin yurtdışındaki “Hafta sonu Okulları Programları”nın Türkçenin ve Türk çocuklarının geleceği açısından büyük tehlike oluşturduğuna bir kez daha işaret ediyorlar.

IŞIN TOYMAZ – DÜSSELDORF

KAPAK FOTOFelicia Buitenwerf on Unsplash

HABERE YORUM KAT
1 Yorum