Başörtüsü uyuma engel mi? Tartışmalarda “laiklik” ve “Atatürk” vurgusu
Almanya’daki başörtüsü tartışmalarına Türk asıllı muhafazakâr demokrat siyasetçi İsmail Tipi de katıldı. Tipi, Almanya’da Atatürk’ün laiklik çizgisinde yaşayan Müslümanların radikal İslamcılarla arasına mesafe koyması gerektiğini söyledi.
Federal Almanya’nın başkenti Berlin’de okullarda öğretmenlere uygulanan başörtüsü yasağının delinmesinin ardından, başörtüsü tartışmaları ile birlikte uyum, İslamofobi ve ırkçılık tartışmaları da kızıştı.
Berlin eyaleti tarafsızlık açısından öğretmenlerin okulda dini semboller taşımasını veya giysiler giymesini engellemek istese de, Federal İş Mahkemesi Tarafsızlık Yasası’na dayandırarak öğretmenlere başörtüsünün yasaklanmasını yasalara aykırı buldu.
Gazeteci kökenli İsmail Tipi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Hessen Eyalet Parlamentosu’ndaki ilk Türkiye kökenli milletvekili
Bu kararla başörtüsü yasağı Berlin’de delinmiş oldu. Şimdi hızla tarafsızlık yasasının değiştirilmesi ve anayasaya uyarlanması bekleniyor. Bu yolla okullarda öğretmenlere başörtüsü takmalarının da kapısı açılmış olacak.
Konuyu Türk asıllı muhafazakâr demokrat siyasetçi İsmail Tipi ile konuştuk.
BAŞÖRTÜSÜ DÜZENLEMESİNE “STANDART” TALEBİ
-Federal Almanya’da ilkokullarda başörtüsü ve çarşaf yasağının en ateşli savunucularındansınız. Ancak öğretmenleri bugüne dek hiç dile getirmediniz. Berlin’deki başörtüsü kararını nasıl okuyorsunuz?
İSMAİL TİPİ – Mahkemenin yazılı gerekçeli kararı her ne kadar açıklanmamış olsa da yapılan sözlü gerekçelendirmede din özgürlüğü, anayasal tarafsızlık hakkı ve dışlanma karşıtı uygulamaların Almanya’da her eyalette ayrı ayrı uygulanması yerine Federal Almanya genelinde anayasada bir madde olarak yer alması gerektiğine işaret ediyor. Buna göre, Almanya’daki 16 eyalet öğretmenlerin başörtüsü uygulamasında farklı duruş gösterip kararlar alması, ülke genelinde de bir keşmekeşe yol açıyor.
Din özgürlüğü kadınların inançları doğrultusunda başörtüsü taşımasını onaylarken, bunun okullarda huzuru kaçıracağı şeklinde yorumlanması halinde yerel makamlar öğretmenlere başörtü yasağı getirebiliyor. Çelişkinin bir diğer tarafını okul huzurunu bozması halinde öğretmenlere getirilen başörtü yasağı Alman dışlanmaya karşı önlem yasalarına da aykırı geliyor. Hangi nedenle olursa olsun, yasaklanırsa Alman anayasası kapsamında dini dışlanma olarak kabul ediliyor. Sadece bu yüzden bile öğretmenlerin okullarda başörtüsü takma gereksinimi, anayasada tek bir dil olarak ülke genelinde yerini alması gerekiyor.
Türk asıllı milletvekili İsmail Tipi'nin Selefilere karşı siyasi angajmanı, ölüm tehditlerini de beraberinde getirdi. Selefilerin Almanya'daki okullardan öğrencileri etkisi altına alma girişimlerine işaret eden İsmail Tipi, bunun önemli bir tehdit ve tehlike olduğunu da bildiriyor
TÜM GÜCÜMLE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI TALEP EDİYORUM
10 sene önce yaptığım açıklamalarda Almanya’daki köktendinci tehlikeye dikkat çekmiş, Selefi tehdidini boyutlarıyla anlatmıştım. O zamanlar radikal İslamcı şiddet ve tehlike siyasi sahnede konu edilmiyordu. IŞİD ortaya çıktıktan sonra o tarihlerdeki köktendinciliğe karşı yaptığım açıklamaların da önemi ortaya çıktı. Anaokulları ve ilkokullarda başörtüsü ve çarşafın yasaklanmasını talep etmiştim. Hem parti içinde hem de kamuoyuna yönelik konuşmalarımda hâlâ da tüm gücümle 14 yaş altı kız öğrencilerde başörtüsü yasağı talep ediyorum.
Buna karşılık yetişkinlerin başörtüsü kullanıp kullanmamak istemesi kişisel kararlarıdır. Okul yönetimi, veliler birliği vs. itiraz etmiyorsa neden olmasın. Bizim itiraz ettiğimiz siyasal ve radikal İslam. Yoksa bizim kültürümüzde eşarp da başörtü de vardır.
SOSYAL VE AİLE BASKISI
-Öğretmenleri ayrı tutarak yeniden sormak istiyorum. Kız çocuklarının anaokullarında ve ilkokullarda başörtüsü takmasına neden karşı çıkıyorsunuz?
İSMAİL TİPİ - Almanya’da çocuklar 14 yaşından sonra dini eğilimlerine, hangi mezhebe yakın olduklarına dair karar veriyorlar. Müslüman kız çocuklarının da sosyal ve dini baskıdan uzak çocukluklarını yaşamalarını istiyorum. Kara çarşafın kreşlerde bile görüldüğünü bildirmiş ve önceki yıl federal hükümete teslim edilmek üzere bir “online” imza kampanyası açmıştım. 40 bine yakın imza topladık. Aynı dönemde Selefilerin açtığı bir karşı imza kampanyası vardı. Köktendinciler 400 bin imza topladı. Baştan beri ben de bunu söylüyordum. Alman siyasiler ülkedeki köktendinci Selefi sayısını 50 bin olarak telaffuz ediyor ancak bu buzdağının görünen kısmı. O dönemde imza kampanyasını hem başörtüsünün yasaklanması için hem de Almanya’da köktendincilerin ne kadar organize ve aktif olduklarını, sayılarının 500 binlere dayandığını ispatlamak için yapmıştım. Konuyu kamuoyunun gündemine getirdik. Böylece siyasilerin 50 bin Selefi olduğu yönündeki iddiaları da çürütülmüş oldu. Bunu internet ortamında belgeleyebildim.
Başörtüsünün, kara çarşafın özellikle anaokulları ve ilkokullarda işi yok. Aile baskısı ve sosyal baskı çocukların uyumuna engel oluyor. Hukuk devleti koşullarında vermemiz gereken eğitim demokratik eğitim olmalı.
-Başörtü gerçekten uyuma engel mi?
İSMAİL TİPİ - Bu ülkede çocuklarımızın çarşafla ve başörtüyle dışlanmasını doğru bulmuyorum. 14 yaşına geldiklerinde kendileri karar versinler.
Bu maço erkek baskısından başka bir şey değil. İslam ülkesinde kara çarşaf olmadığını görüyorsunuz. Devlet adamlarının eşleri çocukları kapanmıyor. Selefi ya da Vahabi görüşlerinin altındaki hegemonya sadece erkeklerin diretmesi.
Kadınların sosyal baskı ile buna büründüklerini ve kumaşa hapis olduklarını düşünüyorum. Büyük çoğunluğun baskı kalksa yüzlerini açacağına, toplumla göz göze gelip huzur bulacaklarına inanıyorum.
ÇARŞAFIN ALTINDAKİ KADIN MI ERKEK Mİ?
- Ayrıca kara çarşafın aynı zamanda bir güvenlik tehdidi olduğunu da ifade ediyorsunuz. Almanya’da da bu yasağın uygulanması için federal hükümete neden baskı uyguluyorsunuz?
İSMAİL TİPİ - Çarşafın altındaki erkek mi kadın mı, terörist mi, elinde patlayıcı var mı bilemiyoruz. Almanya’da kara çarşaflı bir eylem henüz olmadı, ama diğer ülkelerde IŞİD teröristlerinin hedeflerine ulaşmak için kara çarşaf kullandığına defalarca şahit olduk.
AİHM ve Avrupa Yüksek Divanı Fransa, Avusturya ve Belçika’daki kara çarşaf yasaklarını onadığını biliyorsunuz. Avrupa’daki en yüksek mahkemelerin sayılan ülkelerdeki kara çarşaf yasağını onaması, bu yasağın doğru olduğunun bir belgesi. Söz konusu mahkemelerin karar vermesinden sonra aynı yasakların Almanya’da da bu yasağın uygulanması için siyasi söylemlerimde ve açıklamalarımda federal hükümete baskı uyguluyorum.
Kendisinin de Müslüman olduğunu ancak laikliği savunduğunu bildiren milletvekili Tipi, Selefilerin polis gücü dışında paralel yargı sistemi oluşturarak, şeriat yargılaması yapmalarından endişe ediyor ve bu yönde mücadele veriyor
ATATÜRK VE LAİKLİK VURGUSU
- Türkiye’de laik eğitimle büyümenizin okullarda kız öğrencilerin başörtü ile derse girmesine itirazınızda ne derece etkisi var?
İSMAİL TİPİ – İzmir’de doğdum, İzmir’de büyüdüm. Türkiye’de yetişirken laik eğitim aldım. Müslümanım. Ancak siyasallaştırılmasına iç güvenliği tehdit eden köktendinciliğe karşıyım. Almanya’da Atatürk’ün laiklik çizgisinde yaşayan inançlı kardeşlerimizin de radikal İslamcılar ile aralarına mesafe koymaları ve dinimizle uyuşmayan uygulamalara karşı çıkmaları gerekir.
IRKÇILIK ÇOK UZUN ZAMANDIR ALMANYA’NIN BİR GERÇEĞİ
-Almanya’da köktendincilik İslamofobiye yol açıyor görüşü sizce gerçeği yansıtıyor mu?
İSMAİL TİPİ - Özellikle Berlin’deki Noel pazarında yaşanan kamyon saldırısı ve diğer IŞİD yanlısı terör eylemleri birinci kuşak olarak adlandırdığımız anne ve babalarımızın sokağa çıkmaya korkmasına neden oldu. Demokratik ortamın tehdit altında olması, Batı değerlerinin kaldırılmasına aktif hareket, gençlerin IŞİD saflarına katılması ölmesi anne babaları ağlatırken, Müslümanlara karşı korkuyu da alevlendirdi. Ancak ırkçılık 80’li yıllarda da vardı. Ne yazık ki, bu olgu çok uzun yıllardan bu yana da Almanya’nın bir gerçeği.
İSMAİL TİPİ HAKKINDA
Gazeteci kökenli İsmail Tipi Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Hessen Eyalet Parlamentosu’ndaki ilk Türkiye kökenli milletvekili.
Ağırlıklı olarak iç güvenlik, köktendinci hareketle mücadele, göç ve uyum politikalarına ağırlık veriyor. Köktendinci harekete özelliklede Seleflere açtığı hukuk devleti kurallarına bağlı savaş ülke çapında da ses getirdi. Selefilere karşı siyasi angajmanı, ölüm tehditlerini de beraberinde getirdi. Selefilerin Almanya'daki okullardan öğrencileri etkisi altına alma girişimlerine işaret eden İsmail Tipi, bunun önemli bir tehdit ve tehlike olduğunu da bildiriyor.
Kendisinin de Müslüman olduğunu ancak laikliği savunduğunu bildiren milletvekili Tipi, Selefilerin polis gücü dışında paralel yargı sistemi oluşturarak, şeriat yargılaması yapmalarından endişe ediyor ve bu yönde mücadele veriyor.
ADALET SENATÖRÜNDEN “BAŞÖRTÜ“ TWEET‘İ
Öte yandan Federal İş Mahkemesi’nin kararına ilk yorum yapan isimlerden biri de Berlin Adalet Senatörü Dirk Behrendt oldu. Behrendt Twitter’da yaptığı paylaşımda şu ifadeye yer verdi: ”Çokdinli bir toplumda, bir kişinin kafasının içinde ne olduğu ile ilgilenmek gerekir kafasının üstünde ne taşıdığı ile değil. Federal İş Mahkemesi'nin kararı bekleniyordu çünkü Federal Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü yasağına ilişkin içtihadı net. Tarafsızlık Yasası bu yasama döneminde değiştirilmelidir. Tarafsızlık Yasası konusundaki ihtilaf artık kadınların üzerinden yürütülmemelidir. Berlin’in bundan sonra başörtülü öğretmenlere karşı ayrımcılık yapma lüksü yok.“
Diğer taraftan Avrupa toplumu, başörtüsü, burka ve nikab konusunda ikiye ayrılmış durumda. Terör ve güvenlik gibi nedenlerden dolayı yasaklanmasını talep edenler kadar inanç özgürlüğü kapsamında başörtüsünü savunanlar da bulunuyor. Almanya’da ise eyaletler düzeyinde kamusal alanda burkanın yasaklanmasına ilişkin düzenlemenin önü açık.
IŞIN TOYMAZ – WİESBADEN