Avrupalı Türkler neden Almanya’da sola, Türkiye’de sağa oy veriyor?

Avrupalı Türkler neden Almanya’da sola, Türkiye’de sağa oy veriyor?

Avrupalı Türklerin önemli bir kısmı, yaşadıkları ülkelerde sol partileri tercih etmelerine rağmen, Türkiye seçimlerinde oylarını AK Parti’den yana kullanıyor.

OKTAN ERDİKMEN - Avrupalı Türklerin önemli bir kısmı, yaşadıkları ülkelerde sol partileri tercih etmelerine rağmen, Türkiye seçimlerinde oylarını AK Parti’den yana kullanıyor. 

AK Parti’nin 1 Kasım 2015 seçimlerinde Almanya’da aldığı oy oranı yüzde 59,7 olmuştu. HDP’nin 15,9 oy oyla iktidar partisini izlediği sonuçlara göre, CHP yüzde 14,7 ile üçüncü sırada yer bulabilmişti. 2014 yılında düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise AK Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da yüzde 68,6 oy almıştı. 

Avrupalı Türklerin sosyolojik yapısı daha çok Türkiye’nin Orta Anadolu bölgesini andırıyor. AK Parti’nin Türkiye’de en çok oyu aldığı bölgenin bu kesim olduğunu göz önünde bulundurursak (Konya yüzde 73,9, Sivas 68 gibi) ortaya çıkan sonuçların sürpriz olmadığını söyleyebiliriz. 

Özetle, Türkiye’de yaşayan insanlar hangi gerekçelerle AK Parti’ye oy veriyorlarsa, Almanya’da yaşayanlar da o gerekçelerle oy veriyorlar.

Bu noktada gündeme Avrupalı Türklerin Almanya seçimlerinde neden ağırlıklı olarak sol partileri tercih ettikleri sorusu geliyor. 

 

Türk seçmen – Türk siyasi parti

Türkiye kökenli seçmenler siyasi partilerle genellikle 4 ayaklı bir ilişki kuruyorlar:

1. Ekonomik vaatler: Kişinin gelir durumunu ve ekonomik gücünü etkileyen vaatler

2. Politik vaatler: Kişinin ülkenin daha iyi yönetileceğine inandırılması

3. Dini yaşam biçimi: Kişinin parti temsilcileriyle benzer dini yaşam biçimine sahip olması (Camiye – cemevine gitmek, namaz kılmak, oruç tutmak gibi etkinliklerin/ibadetlerin yakınlığı)

4. Sosyal yaşam biçimi: Kişinin parti temsilcileriyle benzer sosyal yaşam biçimine sahip olması (partiye, konsere veya cemaat sohbetine gitmek gibi)

Bu başlıkların her birini, 4 ayaklı bir masanın ayakları olarak düşünürsek, bunlardan birinin dahi eksik olması durumunda, masanın dengesini kaybedeceğini öngörebiliriz.  

Orta Anadolu seçmeni ile AK Parti ve dini yönü ağır basan diğer partiler arasında 3. ve 4. ayaklar açısından güçlü bir bağ var. AK Parti yoksul kesimlere vadettiği doğrudan gıda yardımı gibi politikalarla 1. ve 2. ayaklardaki beklentileri de kısmen karşılıyor.

CHP’nin 3. ve 4. ayaklarda bu seçmen yapısı tarafından önemli ölçüde kabul görmemesi nedeniyle, 1. ve 2. ayaklarda ortaya koyduğu başarılı politikalar da göz ardı ediliyor. Bu politikaların önemli bir kısmı AK Parti tarafından taklit edilerek, seçmenlerin önüne bir sonraki seçimlerde vaat olarak getirilebiliyor. 

 

Türk seçmen – Alman siyasi parti

Almanya’da yaşayan Türk seçmenlerin ise Alman partileriyle dini yaşam biçimi yönünden bir ilgisi bulunmuyor. Türklere göre bütün Alman partileri eşit ölçüde Müslüman olmadıkları için, seçmen ilişkisinde bu ayak kapsam dışı bırakılıyor. Almanya Türkiye kökenli toplumunun genelinin sosyal yaşam biçimi de bütün Alman parti temsilcilerinin sosyal yaşam biçimlerine uzak olduğundan, 4. ayak da devre dışı kalıyor.

Dolayısıyla Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli seçmen, Türkiye’deki seçimlerde oyunu ekonomik, politik vaatler, dini ve sosyal yaşam biçimi gibi kıstasların oluşturduğu 4 ayaklı bir seçim sandığına atarken, Almanya’daki seçimlerde sadece ekonomik ve politik vaatlerin değerlendirildiği 2 ayaklı bir seçim sandığına atıyor. 

Bu da Almanya’da azınlıkların ve ekonomik açıdan geri kalan kesimlerin haklarını en çok savunan sol partilerin lehine oluyor. İki ayaklı parti tercihinde şüphesiz olarak sol partiyi tercih edebilen Avrupalı Türk seçmen, ekonomik ve politik vaatleri kendi açısından daha güçlü olmasına rağmen, dini ve sosyal açıdan kendine uzak hissettiği için dengeli bir ilişki kuramadığı Türkiye sol partilerine oy vermiyor. 

 

Türk seçmenin geleneksel eğilimi

Türkiye’de seçmenlerin yüzde 70’i, muhafazakâr değerleri öne çıkaran partilere oy vermeyi tercih ediyor. Yüzde 30’luk kesim ise sol partilere oy verebiliyor. Ancak bu yüzde 30’luk laik kesimin önemli bir kısmı, liberal tarafı ağır bastığında ANAP gibi merkez sağ partilere yönelebiliyor (Seçim sonuçlarının büyük bir kısmı bu varsayımlarımızı desteklese de, özellikle ihtilaller sonrası düzenlenen seçimlerde, demokratik düzenin sekteye uğramasından dolayı farklı sonuçlar görüldü. 1960 sonrası CHP’nin yüzde 36,7, 1971 sonrası Ecevit’in yüzde 33, 1980 sonrası Calp’ın yüzde 30 alması gibi). 

Almanya’daki Türkler ise kendilerini Hristiyan-Alman çoğunluğun karşısında hor görülen azınlık olarak tanımlıyor ve sol partilere yaklaşıyorlar. Ancak son dönemde Türkiye ve Almanya siyasetinin iç içe geçmesi nedeniyle, sol partilerde öne çıkan Türkiye kökenli birçok siyasetçinin tepki görmeye başladığını söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert şekilde eleştiren Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ve PKK ile yakın ilişkide olan bazı Sol Partili vekiller, Almanya’daki AK Parti eğilimli Türk seçmen nezdinde oy kaybettiler. Diğer taraftan AK Parti seçmeni ile yakın sosyal ve dini eğilimlere sahip olan kimi milletvekilleri de, Alman partileri içerisinde tepki görmeye başladılar. Elbette ki bu konuların her birinin, özellikle Almanya’da yaşayan Kürtler ile Sol Parti arasındaki güçlü bağın ayrıca ele alınması gerekiyor.

Türkiye, demokratik rejime Cumhuriyet Halk Partisi ile geçti. O günden bugüne yüzlerce siyasi parti kuruldu ancak sadece CHP, onlarca seçim kaybetmesine rağmen hala ayakta durabiliyor.

Peki, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki ana muhalefet partisi, Alman seçimlerinde sol partilere oy veren ancak Türkiye seçimlerinde AK Parti’yi tercih eden Avrupalı Türk seçmeni kazanabilir mi? 

Önümüzdeki dönemde, TBMM’ye Almanya’dan da milletvekilleri gönderileceği için daha da önemli hale gelen bu sorunun yanıtını da bir sonraki yazımızda arayalım…

HABERE YORUM KAT
4 Yorum