Ünsal Arık sadece ringlerdeki başarıları, şampiyonlukları ile değil aynı zamanda siyasi söylemleri, aldığı ölüm tehditleri ve Attila Hildmann ile sürtüşmesiyle de gündemden düşmüyor.

Ödülünü Türkiye’ye gelerek Anıtkabir’de Atatürk’e sunan ilk boksörümüz Ünsal Arık.

Avrupa Boks Şampiyonu Ünsal Arık, 2014 yılında Tekirdağ’daki bir boks maçına “Bu ülke Atatürk’ün, Tayyip’in değil” yazılı bir tişörtle çıkmış, maçın ardından AKP’den bazı isimlerin televizyona çıkıp Erdoğan’dan özür dilemesi karşılığında kendisine 150 bin dolar teklif ettiğini ve ölüm tehditleri aldığını iddia etmişti.

Anayasa referandumundan kısa bir süre önce Erdoğan’a “bel altı şiir” yazdığı için davalık olan Alman komedyen Jan Böhmermann’a “#Erdocan’t” yazılı tişörtle konuk olan 39 yaşındaki profesyonel Türk boksör Arık, “Beni, Erdoğan’ı eleştirdiğim için tehdit ediyorlar. Aileme tehditler geliyor. Şu anda Türkiye’ye giremiyorum” demiş ve sandıkta “Hayır” denilmesi için çağrı yapmıştı.

Korona gölgesinde boks karşılaşmaları yapmanın da imkânsız hale geldiğini belirten ancak yine de durmadan antremanlara devam ettiğini kaydeden Ünsal Arık “Erdoğan gittiği gün ise ringlerden inerim. Beni şu anda o motive ediyor. O gider ve ne zaman demokrasi geri gelirse, ben de boksu bırakırım” dedi.

Söylediği her söz olay olan ve Erdoğan’a hakaret davası süren Avrupa Boks Şampiyonu Ünsal Arık +49’un sorularını yanıtladı:

“24 SAAT POLİS KORUMASI ALTINDAYIM”

- Sadece şampiyonluklarınla değil sana yönelik ölüm tehditleriyle de gündemden düşmüyorsun. Neden seninle uğraşıyorlar?

ÜNSAL ARIK - Ya ben hata yapıyorum ya da gerçekleri o kadar iyi anlatıyorum ki bazılarının işine gelmiyor, hoşuna gitmiyor. Bunun karşılığında tehdit ve hakaret almam çok üzücü.

- Ölüm tehditlerinden korkmuyor musun?

ÜNSAL ARIK - Korkmuyorum desem doğru olmaz. Saygı duyuyorum. Nerede oturduğumu biliyorlar. 24 saat polis koruması altındayım. Ailemi düşünüyorum. İki köpeğim var onları dahi düşünüyorum.

Abim ve babam, dur diyorlar, kızıyorlar. Korktuklarından değil benim için endişe ediyorlar. Ben de sen beni böyle yetiştirdin diyorum

“ATATÜRK YAŞASAYDI BİZDEN ATATÜRKÇÜ OLMAMIZI BEKLEMEZDİ”

- Kendini vatansever, Atatürkçü bir sporcu olarak tanımlıyorsun. Tam olarak Atatürkçü olmakla ilgili neyi kastediyorsun?

ÜNSAL ARIK: Atatürk’ü kimse sevmek zorunda değil. Ancak saygı kurmak zorundasın. Bu ülkeyi Mustafa Kemal Atatürk bize bıraktı. Özgürlüğümüzü ona borçluyuz. Kimse bana kendini Türk’üm, Kürt’üm diye tanıtmasın. Adını söyle yeter. Bu faşizmi yenmek zorundayız. Atatürk yaşasaydı bizden Atatürkçü olmamızı beklemezdi. Bize bir temel bıraktı, cumhuriyeti, demokrasiyi bıraktı. Bıraktığı mirası şimdi kendi ellerimizle düşmanlara veriyoruz. Türkiye’de insanlar ekmek peşinde. Kör müsün sen? İnsanlar, ülken ne halde? Madem her şey orada çok iyi, herkes çok kıskanıyor o zaman gidip Boğaz’da yaşa.

“AVRUPA’YA PARANIN PEŞİNDE GELMİŞSİN, OTUR OTURDUĞUN YERDE”

Avrupa’daki Türklerin elinden oylarını alsınlar. Ülkedeki duruma körler. Parayı seçtiğine göre sus o zaman, yerinde otur. Bu ne ikiyüzlülük. Herkes “internet Rambo’su”.

- “Beni Türkler tehdit ediyor, Alman polisi ise koruyor” demiştin. Bu denklem seni incitiyor mu?

ÜNSAL ARIK - Biz küçükken babamız şu cümleyi öğretti: “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”. Biz burada eskiden tanımasak da biri sırf Türk diye yolda arabayı durdurup yardım ederdik. Canımızı verirdik. Şimdi öyle bir seviyeye düştük ki, Alman polisi geliyor seni vatandaşına karşı koruyor. Niye peki? Bir “adamı” sevmiyorsun diye. Tayyip dediğim zaman hesap soruyorlar, Soma, deprem, şehit daha neler neler… Ama bu konuda kimse sormuyor. Hep tek taraflı.

“VATANSEVERİM”

- Atatürkçü, ırkçı, faşist, milliyetçi, PKK’lı, komünist. Kendini ifade edemediğini düşünüyor musun? Nasıl oluyor da herkes seni bu kadar farklı tarif edebiliyor?

ÜNSAL ARIK - Yıllar önce biz Atatürkçüler Fethullahçılara laf atardık, o zaman dinsiz olmuştuk. Şimdi Erdoğan’a laf attığımız için Fethullahçı olduk. Kürtlere dostluk gösterdiğimiz için PKK’lı olduk. Ne yaparsan yap, bizim ülkede yanlış yapıyorsun. Ben milliyetçi değilim. Vatanseverim. Kimsenin nereden geldiği neye inandığı beni hiç ilgilendirmez ben insana bakarım. Türk’müş, Kürt’müş, Ermeni’ymiş, siyahmış, beyazmış. Bunları bırakalım. Artık geleceğe bakalım. Ülkemiz barış içinde yaşasın. Kürt Kürtçe, Türk Türkçe, Zaza Zazaca konuşsun. Alevi inancını yaşasın. Hıristiyanlar dinlerini yaşasın. Bu kadar zor mu? Özgürlük ve barış. Başka bir şey istemiyorum .

- Kendini ifade edemediğini düşünüyor musun?

ÜNSAL ARIK - Asla. Hayır. Kesinlikle ifade edebiliyorum. Bazı insanlarla oturup konuşabilirsin. Seninle oturup konuştuktan sonra gözü açılır. Bazıları vardır fanatiktir. Tıpkı futbol taraftarında olduğu gibi. Gerçeği görse bile inanmak istemez. Türkiye’de şu an insan olmak çok zor.

“TÜRKİYE HER ZAMAN ÇOK YAKIN OLDU”

- Türkiye siyasetine ve ülke sorunlarına duyarlılığınla ön plana çıkıyorsun. Almanya’daki bir Türk işçi ailesinin çocuğusun. Türkiye siyaseti seni neden bu kadar ilgilendiriyor?

ÜNSAL ARIK - İkinci jenerasyonuz burada. Almanya’da doğduk büyüdük, ama küçüklüğümüzden beri nazilerle kavga ediyorduk. Annemiz babamız bizi tam bir Türk olarak büyüttü. Şeref, namus, bayrak, Atatürk, Müslümanlık derlerdi. Uzak olmasına rağmen Türkiye her zaman çok yakındı bize. Evde Türkçe televizyon, Türkçe sohbetler, Almanya’da olmamıza rağmen, bağlılık olmasına rağmen Türkiye beni Almanya’dan daha fazla ilgilendiriyor.

“MUHAMMED ALİ SİYASİ SÖYLEMLERİ OLMASA MUHAMMED ALİ OLMAZDI”

- Sosyal medya paylaşımların, siyasi söylemlerin spor kariyerini nasıl etkiliyor? “Keşke siyasi söylemlerde bulunmasaydım” dediğin oluyor mu?

ÜNSAL ARIK - Bu gibi durumlarda düşünmüyor değilim. Bakın Muhammed Ali sadece boksuyla değil siyasi söylemleriyle de tanınıyor. O benden daha büyük sorunlar yaşadı. Amacım başarılı bir sporcu ya da çok zengin biri olmak değil, amacım insan olmak.

“DAZLAKLAR BİR TÜRK’ÜN PEŞİNDEN KOŞUYOR”

- Almanya’nın star aşçısı Attila Hildmann, seni mutfak bıçağını boğazına dayamakla tehdit etmişti. Tehdidini sen de benzer sertlikte bir yorumla karşıladın. Geçmişte kısa bir süre birlikte çalıştığın Attila Hildmann ile yaşadığın sürtüşme gittikçe siyasallaşıyor diyebilir miyiz?

ÜNSAL ARIK - Bir kere ben yumruk atarım demedim. Yumruk erkek adama atılır. Tokat patlatırım dedim. Kim derdi ki bir Türk bir gün dazlak olacak, bütün dazlaklar da Almanlar da bunun peşine takılacak. 3 bin kilometre uzaktaki Erdoğan ile kapışıyorum kapımın ünündeki faşistlere mi göz yumacağım?

Attila Hildmann ile arayı düzelttiniz mi? Geçmişin hatırına ona iyi bir şeyler de söylemek ister misin?

ÜNSAL ARIK - Artık onu Allah kurtarsın. Erdoğan’ı kurtarırız, bu saatten sonra onu kurtaramayız.

“ERDOĞAN GİDERSE BOKSU BIRAKIRIM”

- Boks nasıl gidiyor?

ÜNSAL ARIK - Erdoğan olmasa sporu çoktan bırakmıştım. Ama sorumluluk taşıyorum. Tayyip gittiği gün boksu bırakacağım. Ayrıca vegan hayat beni yumuşattı. Boksun amacı dövmek, nakavt etmek. Bende artık kötü hisler bitti, kin yok. Mücadele hırsı yok. Hiçbir insan hiçbir insanı öldürmesin, incitmesin. 33 maç yaptıktan sonra söylüyorum bunları. Artık madalyonun öbür tarafını görüyorum.

- Tüm bu ölüm tehditlerinin ardından rakiplerin neler düşünüyor?

ÜNSAL ARIK - Reklam yaptığımı düşünenler de var, helal olsun diyen de var. Reklam yapıyor olsam sponsor kaybetmem. Almanlar bile Türklerden korkup sponsorluğunu geri çekiyor. Paraya baksam Hamza Yerlikaya’nın yerinde ben otururdum. Ben satılık değilim. Parayla satın aldıkları bir gün Erdoğan’ı yalnız bırakacaklar. Artık siyasi açıdan sonu geldi. Türk gençlerine önerim parayla satın alınamayacak işler yapmaları. Milli sporcu olsunlar. Kariyer sadece ringlerde dövüşmekle olmuyor aynı zamanda 24 saat örnek olacaksın.

“SPOR BAKANI OLURSAM…”

- Türkiye planların var mı?

ÜNSAL ARIK - Ben Türkiye’ye yerleşmek istiyorum. Avrupa’nın dersini gördük. Türkiye’de ne yazık ki profesyonel boksun alt yapısı yok. Ülkemde birçok yetenekli Türk genci var. Şans verilmiyor. Bir gün spor bakanı olursam bu alana tecrübelerimi ve bilgilerimi aktarmak isterim.

IŞIN TOYMAZ – STUTTGART