Araştırma şaşırttı: Evli yaşlılarda demans oranı daha yüksek

Araştırma şaşırttı: Evli yaşlılarda demans oranı daha yüksek
Florida'da yapılan kapsamlı araştırma, evli bireylerin bekar ya da boşanmışlara göre daha yüksek demans riski taşıyabileceğini ortaya koydu.

Evlilik ve demans arasındaki ilişkiyi inceleyen Florida State University araştırmacıları, ezber bozan bulgulara ulaştı. Buna göre, dul, boşanmış ya da hiç evlenmemiş yaşlı bireylerin evli akranlarına kıyasla demans geliştirme riski daha düşük. Uzun yıllar süren gözlemler, evliliğin her zaman koruyucu bir etkisi olmadığını düşündürüyor.

Evli olmak demansa karşı korumuyor olabilir

Florida’daki araştırmacılar, ABD genelindeki Alzheimer araştırma merkezlerinden elde edilen verilerle 24 binden fazla kişiyi 18 yıla kadar takip etti. Katılımcıların yaş ortalaması 71,8’di ve başlangıçta hiçbiri demans hastası değildi. Çalışmanın sonuçları, dul, boşanmış ve bekar bireylerin evli yaşıtlarına göre yaklaşık yüzde 50 daha az demans riski taşıdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, incelenen sürede evli ve dul kişilerin yüzde 21,9’u demans geliştirirken, bu oran boşanmışlarda yüzde 12,8, hiç evlenmemişlerde ise yüzde 12,4 oldu. Bulgular Alzheimer ve Lewy cisimcikli demans için geçerli olurken, diğer demans türlerinde aynı netlikte ilişki gözlenmedi.

Tanı farklılıkları ve yaşam tarzı etkili olabilir

Araştırmacılar bu şaşırtıcı sonucun çeşitli sebeplerle açıklanabileceğini belirtiyor. Evli bireylerde demans belirtileri eşleri tarafından daha çabuk fark edildiği için tanı daha erken konabiliyor; bu da istatistikleri etkileyebilir. Diğer yandan, bekar bireylerin daha geniş sosyal çevrelere sahip olması ve daha bağımsız yaşam tarzları, zihinsel sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.

İlişkinin niteliği önemli: Her evlilik koruyucu değil

Florida’daki araştırmaya benzer sonuçlara geçen yıl Stony Brook Üniversitesi'nden bilim insanları da ulaştı. Bu çalışmaya göre boşanma, bilişsel yetilerin daha yavaş gerilemesiyle ilişkilendiriliyor. Araştırmacılar, boşanmanın ardından bireylerin mutluluk ve yaşam memnuniyetinde artış gözlemlediklerini ifade ediyor. Kısacası, sadece mutlu ve sağlıklı ilişkiler zihinsel sağlığı koruyabilir; evli olmak tek başına yeterli değil.

Sosyal etkileşim ve zihinsel faaliyetler beyni koruyor

Demans araştırmaları, sosyal ilişkilerin ve zihinsel olarak aktif kalmanın beynin korunmasında önemli rol oynadığını vurguluyor. Alzheimer Araştırmaları İnisiyatifi’ne göre, yaşlılıkta da öğrenmeye devam etmek, müzikle uğraşmak, kitap ya da gazete okumak, masa oyunları oynamak zihni canlı tutuyor. Bulmaca çözmek tek başına yeterli görülmezken; bilgisayar oyunları, yeni bir hobi veya yabancı dil öğrenmek gibi daha karmaşık aktiviteler öneriliyor. Güney Florida Üniversitesi'nin bir çalışması, yaşlı bireylerin müzik aleti çalmayı öğrenerek kısa sürede hafıza ve problem çözme becerilerini geliştirdiğini ortaya koydu.