Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, hükümetiyle ilgili ayrıntılı açıklamaları sırasında Çin'e AB'nin “stratejik partneri” olarak baktıklarını açıklaması, uluslararası siyasette bir yol ayrımı olarak yorumlandı. Bu açıklamanın, Washington'daki Trump yönetimiyle AB ve Almanya arasındaki mesafenin hangi boyutlarda açıldığına dair yeni bir örnek olduğu savunuluyor.  

Leipzig'de eylül ayında yapılması planlanan AB-Çin zirvesinin iptali yolundaki kararı kolay almadıklarını belirten Başbakan Merkel, bu toplantının ileride yinelenmesi için AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile uzlaştıklarını kaydetti. Merkel, “Çin gibi bir stratejik partner karşısında 27 üye ülkeli Avrupa'nın tek bir sesle konuşması önemlidir” dedi. 

ELEŞTİREL DİYALOG 

Merkel, AB'nin yatırımları koruma anlaşmasında işbirliği, iklim koruma ve Afrika'da ortak rol alma konularında bir diyalogdan yana görüş belirtti. İktidarının son dönemecinde bulunan Merkel'in bu tutumuyla Trump ABD'sinin Çin'le cepheleşme politikasından uzaklaştığı gözlendi. Almanya için en büyük stratejik ortak on yıllar boyunca ABD idi. 

Çin'le, hukuk devleti ve insan hakları sorunlarında bir diyalog kurulmasının gerekli olduğunu belirten Merkel, Hongkong'daki gelişmeler konusunda endişeli olduğunu belirtti. Almanya Başbakanı, Çin'in Hongkong'daki tutumuyla bu eski İngiliz kolonisindeki “Tek Ülke, İki Sistem” ilkesinin giderek altının oyulması gibi bir tehdidin var olduğuna dikkat çekti. 

AB Konseyi Başkanlığını 1 Temmuz'da üstlenecek olan Berlin'in, hazırladığı bir program taslağıyla,  “değerlere dayalı” bir Çin politikası için daha güçlü bir baskı uygulayacağı anlaşıldı. Siyasal gözlemcilere göre, Merkel'in son hükümet açıklamalarındaki bu yönelimi, Atlantik'in iki yakasındaki geleneksel yerleşikliği sarsabilecek bir enerji içeriyor. 

+49 - BERLİN