Almanya sınırlarında büyük bir mülteci dalgasıyla mücadele ediyor. Göçmenler sınırı geçtikten sonra anahtar kelime olan "Asyl" kelimesini söylerlerse, şimdilik kalmalarına izin veriliyor. Gerçekten bir talepleri olup olmadığının bir önemi yok. Bu daha sonra kontrol ediliyor. Bu kelimeyi söylemeyenler ise derhal sınır dışı ediliyor.

İlk kayıt işleminin ardından federal polis, sığınmacıları Deutsche Bahn'a bir biletle uğurluyor.

Ülkeye izinsiz giriş yapan kişiler yakalandıktan sonra sınır polisi tarafından işleme tabi tutuluyor: Parmak izleri, fotoğraflar, arama sistemlerinde kontrol - artı izinsiz giriş raporu. Bu "gözaltı" mülteci sayısına bağlı olarak genellikle 6 ila 15 saat sürüyor.

Gözaltının sürdürülmesi yasal olarak mümkün değil. Yargı, tutukluluk gerekçesi bulunmadığı takdirde özgürlükten yoksun bırakmanın devamını reddediyor. Gözaltı sonrası sığınmacının kabul merkezine “sınırlı giriş belgesi” ile gitmesi gerekiyor.

Federal Polisin ise gerçek gelişi kontrol etmesi mümkün değil çünkü daha önce de açıklandığı gibi artık gözaltı için herhangi bir neden kalmadı ve bu nedenle başka herhangi bir yasal dayanak olmadığında Federal Polisin yetkisi yok.

Özellikle gözaltı sürecinden sonra bilet verilerek serbest bırakılan göçmenlerin bi kısmı kabul merkezine gitmiyor. Alman yetkililerin ise nerede olduklarından haberi yok. Federal Polis ise Almanya'da herhangi bir arama yapmıyor.

Daha önce federal polis tarafından kimliği tespit edilen bir sığınmacı, başka bir federal eyaletteki göçmenlik dairesine veya kabul merkezine başvurursa, yetkili makam ilgiliyi kayıt altına almakla yükümlü.

Federal Polis ise bu konuda oldukça şikayetçi. inanılmaz bir kontrol kaybı yaşadıklarını ve ülkede kimin olduğunu bilemediklerinden yakınıyorlar.