Almanya'da toz kirliliği alarmı: Hava kalitesi tehlikeli seviyede
Almanya, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden yoğun bir toz kirliliğiyle karşı karşıya. Hava kirliliği seviyeleri sınır değerleri aşarken, uzmanlar durumu "felaket" olarak nitelendiriyor.
Almanya'da hava neden bu kadar kirli?
Özellikle Mannheim , Kaiserslautern ve Berlin gibi büyük şehirler yüksek seviyede toz kirliliğiyle mücadele ediyor. Almanya Federal Çevre Dairesi'ne göre, birçok bölgede partikül madde değerleri metreküp başına 50 mikrogram sınırının oldukça üzerinde seyrediyor. Mevcut hava kalitesi ise "çok kötü" olarak sınıflandırılıyor.
Meteorologlara göre, mevcut hava koşulları toz kirliliğini daha da kötüleştiriyor. Yüksek basınç etkisi atmosferde bir kapak görevi görüyor ve tüm kirliliği yere yakın bir seviyede hapsediyor. Rüzgarın olmaması nedeniyle bu kirliliğin dağılması mümkün olmuyor.
Sanayi, trafik ve ısınma toz kirliliğinin başlıca nedenleri
Toz kirliliğinin en büyük sebepleri arasında sanayi kaynaklı emisyonlar, araç trafiği ve özel hanelerde kullanılan odun sobaları yer alıyor. Özellikle şehirlerde, araçlardan çıkan egzoz gazları ile ısınma için kullanılan yakıtların birleşimi hava kalitesini dramatik şekilde düşürüyor.
Uzmanlar, birçok insanın evde yaktıkları şöminenin de hava kirliliğine büyük katkı sağladığını bilmediğini belirtiyor. Bunun yanı sıra, mevcut hava koşulları sorunu daha da derinleştiriyor. Yüksek basınçlı hava sistemleri, kirli hava tabakasının adeta görünmez bir çan gibi şehirlerin üzerine kapanmasına neden oluyor. Uzmanlara göre, bu sadece bir çevre sorunu değil; solunum yolu hastalıkları, kalp-damar problemleri ve hatta kanser riskini artıran ciddi bir sağlık tehdidi.
Hava ne zaman düzelecek?
Peki, bu kötü hava koşulları ne kadar sürecek? Meteorologlara göre, hafta sonuna doğru bir rahatlama yaşanması bekleniyor. Daha fazla rüzgar ve yağmur, partikül madde konsantrasyonunun azalmasını sağlayabilir.
Ancak uzmanlar uzun vadeli çözümün siyasette olduğunu vurguluyor. Daha katı emisyon standartları, daha az trafik ve daha çevreci ısınma yöntemlerinin benimsenmesi gerektiği belirtiliyor.