Almanya’da sucuk muharebeleri devam ediyor: “Bu dört yönetici sendikaya karşı seferber...

Almanya’da sucuk muharebeleri devam ediyor: “Bu dört yönetici sendikaya karşı seferber...

Merkezi Federal Almanya’nın Köln kentinde bulunan ülkenin en köklü Türk et ve sucuk üreticisi Egetürk’te sular bir türlü durulmuyor. İşçilerin toplu iş sözleşmeleri için hak aramalarıyla başlayan gerginlik tırmanmaya devam ediyor.

Tam 54 yıl önce kurulan ve bugün kıtanın en güçlü Türk kuruluşlarından biri olan Egetürk yönetimi hak arayan işyeri işçi temsilcisini görevden uzaklaştırdı ve ardından işten çıkardı. NGG sendikası da Egetürk yönetimindeki işleyişi gösteren “Egetürk Usülü İşbölümü” adını verdiği bir şema yaptı ve yöneticileri topa tuttu.

Egetürk’teki son durumu, konuyu yakından takip eden gazeteci  Mehmet Tanlı aktardı.

HATALI SEÇİM VARSA ZAMANINDA NEDEN İTİRAZ EDİLMEDİ?

“Egetürk Genel -Müdürü Ahmed Eden, iki yıldan bu yana başarılı bir şekilde işleyen işyeri işçi temsilciliğinin başkanını şüpheli bir şekilde değiştirdi. Başkan işçi temsilciliği seçimlerinde hata yapmakla suçlanıyor. Alman Gıda, Lezzet ve Gastronomi Sendikası (NGG) Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Teşkilatı’ndan Thomas Bernhard konuya ilgili bir açıklama yaparak seçimlerde yedek üye seçilen söz konusu kadın işçinin, işverenin onayıyla kadın kotasından asıl üye olarak kabul edildiğine işaret etti. Ardından da kadın işçi başkan seçildi. İşçilerin toplu sözleşme talepleri ve hak arama mücadelesinde elbette birlikte hareket etti. Sendikacı Bernhard işverenin seçimlerde şüphe iddiasına ise şu yanıtı vermişti:

 

Alman Gıda, Lezzet ve Gastronomi Sendikası (NGG) Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Teşkilatı’ndan Thomas Bernhard

‘Alman yasalarına göre, yanlış yapılmış bir işçi temsilciliği seçimi için iki hafta içinde iş mahkemesinde bir dava açılması gerekmektedir. Çünkü demokratik bir seçimin doğru yapılıp yapılmadığını ancak bir mahkeme belirleyebilir. Dava açılmadığı takdirde, o seçimde yapılan hatalar da kabul edilmiş olur. Egetürk bu seçime itiraz için mahkemeye başvurmamıştır. Bu nedenle, seçilmiş olan işçi temsilcileri kabul edilmelidir.’

İŞTEN ÇIKARMANIN AMACI

Sözün kısası Egetürk’ün kadın işçiyi işyeri içi temsilciliği görevinden alıp ardından işten çıkarması toplu iş sözleşmesinin önüne engel çıkarmaktır.

 Korona virüsü ile ilgili endişelerin tırmandığı şu günlerde işten çıkarılan söz konusu işçi ise ne yazık ki iyi durumda değil. Egetürk’ün suçlamaları ve iddiaları maalesef  keyfi ve Alman yasalarına ise aykırı. NGG kadın işçiye hak mücadelesinde tam destek veriyor.

Gazeteci Mehmet Tanlı

Almanya gibi bir ülkede işçinin yasal hakkını teslim etmeden kaçmak mümkün değil elbette. Alman Gıda, Lezzet ve Gastronomi Sendikası NGG birkaç yıl önce de toplu iş sözleşmesi taleplerini dile getirmişti. Egetürk yönetiminin uyarı grevleri ve işçilerin hak talepleri karşısında nasıl bir adım atacağını biz de merak ediyoruz.  İşçilerin toplu iş sözleşmesine ilişkin talepleri sürerken, Egetürk işçilerin ücretlerine zam yaptı. Bu zam tabii işçileri sendikal haklarından ve taleplerinden uzaklaştırmak için atılmış bir adım gibi görünüyor.”

SENDİKADAN KADIN İŞÇİYE TAM DESTEK

Öte yandan NGG’den yapılan açıklamada “Hukukçularımızın görüşüne göre, bu işten çıkarma makul değildir.  NGG Sendikası, söz konusu kadın işçi temsilciliği başkanı olarak görevden alınmasının hukuka uygunluğunu, uygunsa ne seviyede bağlayıcı olduğunu araştıracak ve gerekirse bununla ilgili yasal önlemler de alacaktır.  NGG Sendikası, Tahkim Kurulu’nun çalışma saatleri konusundaki faaliyetlerini durdurmanın yasal olup olmadığını araştıracak ve bununla ilgili de yasal işlem başlatacaktır” ifadesine yer verildi. İşten çıkarılan kadın işçinin ilk duruşması 4 Mayıs 2020 tarihinde görülecek.

 

NGG: “EGETÜRK USULÜ İŞBÖLÜMÜ”

Bu arada, çalışmalarını Köln’de sürdüren gazeteci Yücel Özdemir’in Yeni Hayat’ta yayınlanan haberine göre, işyerinde yaşananları “Egetürk usulü işbölümü” başlığıyla bir bildiriyle üyelerine duyuran sendika, sendikaya karşı asıl olarak dört kişinin seferber olduğunu resimleriyle ortaya koydu.

 

 

Açıklamada, işletme Müdürü ve Egetürk’ü kuran Burhan Öngören’in yeğeni Ahmet Emre Eden genel olarak “nazik davranan”, eşi Neşe Eden ise “işçilere korku salan birisi” olarak tanımlanarak, “işyerinde somut bir görevi olmamasına rağmen her işe karışan ve işçilere baskı uygulayan biri” olarak nitelendirildi. Özdemir’in haberinde, Egetürk’ün “nazik” patronunun işçilere karşı bütün “kirli işlerini” ise satış müdürü Koray Dağlı ve İletişim Müdürü Ercan Türkoğlu aracılığıyla yaptığı da ileri sürüldü. İki uyarı grevinden sonra işe alınan Türkoğlu’nun asıl görevinin işyeri temsilciliği başkanını işten atmak olduğu, maaşı da bunun için aldığı işçiler arasında konuşuluyor. Koray Dağlı, ikinci uyarı grevi sırasında kapıya kadar gelerek işçileri tehdit etmiş ve derhal işe başlamalarını istemişti.

Daha önce Monheim’de “Deine Stimme” listesinden Entegrasyon Meclisi’nde seçilen Türkoğlu, ayrıca başkanlık yapmış, bir süre sonra gelen eleştiriler üzerine istifa etmek zorunda kalmıştı. 

 

HAKLARINI ALANA DEK UYARI GREVİ

Egetürk işçileri 2019 ağustos ayındaki uyarı grevleriyle hak taleplerinde işverene gereken baskıyı gerçekleştirmeyi amaçladıklarını, haklarını alana kadar da uyarı grevlerine devam edeceklerini söylemişlerdi. Egetürk İşyeri İşçi Temsilciliği o dönemde şu açıklamalarda bulunmuştu:

“Egetürk günde yaklaşık 100-150 ton et üretiyor ama hâlâ kasap statüsünde. Yasaların verdiği haklara bizler de sahip olmak istiyoruz, çoktandır hak ettiğimiz toplu iş sözleşmelerine dahil olmak istiyoruz. Tüm talep ve uyarılarımıza rağmen işveren görüşmeye dahi yanaşmıyor.  Son dönemde zam yapıldı ancak biz hakkımız olanı istiyoruz. Mesele artık para meselesi değil. Biz sözleşmeye dahil edilmek istiyoruz. Bağlı olduğumuz NGG sendikası ile el ele mücadeleye devam edeceğiz. Elimizden geldiği kadar mücadeleye devam edeceğiz. Patrona süre verdik bize bugüne dek hiçbir dönüş yapmadı. Birlik olduktan sonra her hakkı elde edebilirsiniz. Almanya’daki Türkiye kökenli işçiler sendikalarda örgütlensinler ve haklarına sahip çıksınlar. Egetürk idaresi boşuna direniyor. Almanya gibi bir ülkede işçinin yasal hakkını teslim etmeden kaçmanın mümkünü yok, başka bir yolu yok.”

IŞIN TOYMAZ – KÖLN

HABERE YORUM KAT