Almanya'da "ülkücü selamını" yasaklama planı gündemde

Almanya'da "ülkücü selamını" yasaklama planı gündemde
Almanya’da ülkücü, yani "bozkurt" selamı mercek altında. Radikal faaliyetlerin izlenmesi ve olası yasaklama girişimleri gündemde.

Almanya’da yaklaşık 12.000 üyesi bulunan ve Türk milliyetçilerinin kullandığı bir hareket olan ülkücü işareti yani "bozkurt", yetkililerin odağında.

Baden-Württemberg eyaleti, bu hafta bu grubun "radikal faaliyetlerini" izlemek ve olası bir yasaklama süreci için Almanya çapında bir girişim başlatıyor. Almanya’daki Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı’nda konuyu gündeme getirecek olan Baden-Württemberg İçişleri Bakanı Thomas Strobl, Türk sağ radikalizmini öncelikli bir mesele olarak ele alacak.

Ülkücülerin faaliyetleri neden endişe yaratıyor?

Thomas Strobl, bu hareketin demokrasi ve özgürlük için artan bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Strobl, verdiği bir demeçte şunları söyledi:

"Türk sağ radikalizminden kaynaklanan tehlike giderek artıyor. Türk sağ radikallerinin ideolojilerini neredeyse engellenmeden yaşayabildiklerini ve yayabildiklerini gözlemliyoruz."

Bakan Strobl, sembolik olarak kullanılan “bozkurt selamının” yasaklanabilmesi için bu hareketle bağlantılı derneklerin de yasaklanması gerektiğini belirtti.

Strobl’dan üç uyarı

  1. Irkçı ve antisemitik ideoloji: Strobl, Bozkurt hareketinin net bir şekilde ırkçı ve antisemitik bir yapıya sahip olduğunu ve bu hareketin temel örgütlerinin dışarıya ılımlı bir imaj vermeye çalıştığını vurguladı.
  2. Topluma sızma girişimleri: Özellikle yerel düzeyde, toplum ve siyasetle bağlantı kurma çabalarının olduğunu belirten Strobl, bu durumun hareketi tehlikeli hale getirdiğini söyledi ve "Amaçları, toplumu bölmek ve yabancı etkisine kapı aralamak" dedi.
  3. Sosyal medya ve gençlik hedefi: Hareketin sosyal medya üzerinden gençleri hedef aldığını ve bu platformlarda Türk sağ radikal influencer’ların agresif bir şekilde propaganda yaptığını ifade etti.

Önerilen adımlar

Thomas Strobl, “Bozkurt selamı” gibi sembollerin yasaklanması gerektiğini ve bunun ilk adımının hareketin merkezi örgütlerinden birinin yasaklanması olabileceğini önerdi. Strobl, “Daha kararlı bir mücadele için bu yönde bir başlangıç noktası yaratılabilir” dedi.