Alman üniversite sisteminde Türkçe için yeni bir adım

Alman üniversite sisteminde Türkçe için yeni bir adım

Almanya'da ikinci kuşak Türklerden Dr. Şebnem Bahadır ve Prof. Dr. Dilek Dizdar, Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nde ana dili Türkçe olan profesyonel çevirmen adayları için Almanca-Türkçe yüksek lisans çeviri programının açılmasını sağladı.

Çalışmalarını yıllardır Almanya'da sürdüren Prof. Dr. Dilek Dizdar, Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nin Germersheim kampüsünde bulunan Çeviri, Dil ve Kültür Bilimleri Fakültesi'nin ikinci kadın ve ilk göçmen kökenli dekanı olarak bir ilke daha imza attı. Fakültede artık yabancı dil olarak Türkçenin de okutulduğu bir lisans programı açıldı. Prof. Dr. Dizdar ile birlikte Dr. Şebnem Bahadır'ın da görev alacağı Dil, Kültür, Çeviri konulu lisans programının eğitim verdiği 12 dil arasında artık Türkçe de var.

Hamburg'da yayımlanan Avrupa Postası gazetesinde yer alan Süheyla Kaplan imzalı bir haberde, bu bölüme başvuruların 1 Haziran'da başladığına dikkat çekildi. Türkçe Dil, Kültür, Çeviri lisans programına başvuruların eylül ayına kadar devam edeceğini belirten Dr. Şebnem Bahadır, Avrupa Postası'na şu açıklamalarda bulundu:

TÜRKÇESİ ZAYIF OLAN GENÇ KUŞAKLAR

“Seslenmek istediğimiz iki değişik öğrenci grubu var: Hem sıfırdan Türkçe öğrenmek isteyenler hem Türkçesi artık anadili yani en güçlü dilleri düzeyinde olmayanlar, bu bölüme başvurabilirler. Özellikle aileleri Türkiye kökenli olup Türkçeleri artık sadece aile içinde konuşulan bir dil haline gelen, ama Türkçeye ilgi duyan genç kuşaklara yönelik düşündük bu programımızı.

Amacımız lisans programında dil ve kültür uzmanı yetiştirmek. Dilbilim, kültürbilim ve çeviribilim alanlarından dersler alarak bilimsel bir altyapıyla iletişim uzmanlığı ve metin yazarlığı konuları da ön planda olacak. Fakültemizde sonbaharda başlamak üzere Türkçe lisans programıyla birlikte Arapça programı da açıldı. Almanya'da Abitur'unu (lise bitirme sınavını) tamamlayan dil, kültür, çeviri alanlarında bilimsel bir temel geliştirmek, daha sonra da belki yüksek lisansta da çevirinin değişik türleri ve alanlarında uzmanlaşmak isteyenler, fakültemize başvurabilirler.”

ÜNİVERSİTELERDE ÇOKDİLLİLİĞE KATKI

Almanya'nın aslında uzun yıllardır çok dilli ve çok kültürlü bir toplum yapısı olduğundan hareketle akademik düzeyde ve uzmanlık alanlarında da çokdilliliğe katkıda bulunmak istediklerini ifade eden Bahadır, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artık dünya toplumları tek dilli eğitimin yetersizliğini anlamış durumda. Türkçenin de ekonomi ve siyasette, sanat ve bilimde saygın bir konuma gelmesi için, yüksek düzeyde dil uzmanı ve çevirmen yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Türkçe, Arapça, Kürtçe gibi azınlık dilleri sadece sokaklarda konuşulan, konuk işçi ya da mülteci dilleri olmaktan çıktı. Türkiye'den Almanya'ya göçün oluşturduğu elli yıllık toplumsal bir doku var. Bu potansiyeli akademik düzeyde işleyip Alman ve Türk toplumları arasında elçi olabilecek uzmanlar yetiştirmek istiyoruz.”

BARIŞ VE EŞİTLİK İÇİN HER ALANDA ÇOKDİLLİLİK

Çokdilliliğin aynı zamanda barış ve eşitliğin sağlanmasında önemli bir etken olduğunu da vurgulayan Bahadır genç kuşakların anadillerine kısmen yabancılaştığını hatırlatarak, şu belirlemelerde bulundu.

“Almanya'da üçüncü ya da dördüncü kuşak Türkiyeli gençler, Türkçe saygınlık kazanmadığı ve okullarda yeterince okutulmadığı için dillerini iyi öğrenemedi. Türkiye'de de aynı şekilde Türkiye’nin coğrafyasında yüzlerce hatta binlerce yıldır var olan farklı diller siyasal, kültürel vb. faktörlerden dolayı iyi öğrenilemedi. Bir çevirmen ve çeviribilimci olarak farklı dillerin bugüne kadar insan topluluklarına hep yarar getirdiğine inanıyorum. Farklı dillere hâkim insanlar olayları, hayatı farklı açılardan değerlendirebilir, esnek ve karmaşık düşünebilir. Çok dillilik toplumsal barışı, toplumlardaki eşitlikçi yapıyı güçlendiren önemli bir unsurdur. Şu anda hem Almanya’da hem Türkiye’de bu potansiyelin olduğuna inanıyoruz. Toplumların ve toplulukların iletişime geçmelerine ve barış içinde yaşamalarına katkıda bulunabilecek uzmanlara ihtiyacımız var.”

Çokdilliliğin aynı zamanda “kabul görmek” ve saygı görmek anlamına da geldiğini vurgulayan Bahadır, “Tek dil olma gücünü ve konumunu belli siyasetler yaratır. Diller, her biri eşit bir güçtür. Yan yana ve birlikte var olabilirler. Azınlık dillerinin dünyanın her yerinde güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

YENİ DÖNEM, YENİ OLANAKLAR

Germersheim’daki Çeviribilim, Dilbilim ve Kültürbilim Fakültesi kapılarını, 2008 yılından bu yana yüksek lisans programında Türkçe-Almanca çeviri konusunda uzmanlaşan anadili Türkçe olan öğrencilerin yanı sıra eylül itibariyle Türkçeyi en baştan öğrenmek isteyen ya da var olan sınırlı Türkçe bilgisini genişletmek isteyenlere de açmış olacak.

Alman öğrenciler, Almanya'da doğup Türkçeyi sadece aile içinde öğrenen Türkiye kökenli öğrenciler ve Türkçeyi ve Almancayı birlikte akademik düzeyde öğrenmek isteyen başka ülkelerin vatandaşları öğrenciler, 1 Haziran ile 1 Eylül 2020 tarihleri arasında internet üzerinden yeni lisans programına başvurabilirler:

https://studium.fb06.uni-mainz.de/bewerbung-zum-studium/bewerbung-zum-bachelor-sprache-kultur-translation/

Türkçe Bölümü’nün web sayfası ise şöyle:

https://tuerkisch.fb06.uni-mainz.de

+49 – HAMBURG / FRANKFURT

Kaynak: www.avrupa-postasi.com

HABERE YORUM KAT