AB endişeli: Libya'nın ikinci Suriye olma potansiyeli var

AB endişeli: Libya'nın ikinci Suriye olma potansiyeli var

Libya'daki gelişmeleri DW'ye değerlendiren Jürgen Hardt'a göre, çok fazla dış aktörün bulunduğu ülkenin "ikinci bir Suriye olma potansiyeli" büyük. Avrupa'nın da karıştığı Libya'da çatışmalar bitmiyor.

Federal Almanya'da Hıristiyan Birlik (CDU/CSU) Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt, içsavaşın hüküm sürdüğü Libya'nın "ikinci bir Suriye potansiyeli olduğunu" belirterek, "bölgede çok fazla dış aktörün bulunduğunu" söyledi. Hardt, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) birlikleri ile General Halife Hafter'e bağlı milisler arasında çatışmaların sürdüğü Libya'daki gelişmelere ilişkin olarak DW'ye değerlendirmelerde bulundu.

Libya'da zengin petrol kaynakları bulunmasının yanı sıra çeşitli savaş baronlarının "ceplerini doldurma" umudu taşıdığını belirten Alman siyasetçi, ülkede siyasi çözüm için acilen bir zemin yaratılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Hardt, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün video konferans aracılığıyla yaptıkları görüşmede Libya'da ateşkes çağrısını yinelemelerine ilişkin değerlendirmede de bulundu.

Hardt, "Her iki liderin de Hafter'i askeri bir çözümde ısrarcı olmaması konusunda ikna etmesi" gerektiğini ifade etti. Hardt, Hafter'in durumunun zayıflamasının müzakere masasına oturması için doğru zaman olduğunun bir işareti olduğunu söyledi.

Libya'nın doğu ve güney bölgelerini kontrolü altında bulunduran General Hafter, geçen yıl nisan ayında UMH denetimindeki Trablus'u ele geçirmek için bir operasyon başlatmıştı. Trablus'a kadar ilerleyen Hafter'a bağlı milisler,Türkiye'nin desteklediği UMH birlikleri tarafından geri püskürtülüyor.

Hafter'in Trablus'u ele geçirememesi nedeniyle "savunma pozisyonunda olduğunu" belirten Hardt, "ancak her iki taraf için de bu içsavaşı askeri yöntemlerle kazanmanın mümkün olmadığının" altını çizdi. Hardt, "dış aktörlerin savaşan taraflara barış müzakereleri için baskı yapması" gerektiğini de sözlerine ekledi.

Jürgen Hardt, eğer taraflar Libya'da siyasi bir çözümde anlaşırsa Avrupa'nın ve diğer ülkelerin, Libya'da "barışçıl demokratik ve laik bir geleceğe" taşınmasına katkı sağlayacağını söyledi.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE İLİŞKİN KARARDA AB’NİN ETKİSİ 

Alman Bertelsmann Vakfı Ortadoğu Uzmanı Christian Hanelt ise Libya'daki gelişmeler açısından kritik bir noktaya gelindiği görüşünde. Libya'daki gelişmeleri DW'ye değerlendiren Hanelt, "Türkiye Batılı ülkelerin bir cephe olarak ülkenin oldukça merkezine ilerlemesi için askeri olarak katkı sağladı" dedi. 

Diğer yandan ise General Hafter'e siyasi ve askeri olarak destek sağlayan Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır'ın bulunduğunu hatırlatan Hanelt, "krizin tırmanması potansiyeli yaratan iç çatlakların ve çıkarların" olduğunu belirtti. Hanelt, Fransa'nın ise resmi olarak Avrupa Birliği ile aynı çizgiyi izlemesine ve UMH'ye destek vermesine rağmen, gerçekte Birleşik Arap Emirlikleri sıkı askeri ve mali ilişkileri nedeniyle Libya'da bu ülkenin izlediği tutuma "sempati" duyduğunu ifade etti.

"Türkiye ve Rusya'nın Libya'nın geleceğine ilişkin vereceği kararda Avrupa Birliği'nin hiçbir etkisinin bulunmayacak olması bir sorun" şeklinde konuşan Hanelt, bunun da "AB için büyük bir endişe" olduğunu sözlerine ekledi.

+49 – BERLİN

FOTO: Katja-Julia Fischer / juergenhardt.de