Ünlü Alman dergisi Focus Erdoğan'ın Afrika gezisini böyle yorumladı: Osmanlı İmparatorluğu'nun dirilişi

Ünlü Alman dergisi Focus Erdoğan'ın Afrika gezisini böyle yorumladı: Osmanlı İmparatorluğu'nun dirilişi

Bugüne kadar 28 farklı Afrika ülkesine 38 ziyaret yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Ekim'de 4 günlük Angola, Togo ve Nijerya turuna başlamıştı. Ünlü alman dergisi Focus, Erdoğan'ın Afrika gezisini ele aldı.

Dergi, Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika'yı kullanarak yeni bir plan izlediğini belirtti. Dergi de, Erdoğan'ın Türkiye politikasıyla, eski Osmanlı İmparatorluğu’nun jeopolitik mirası olan Afrika’yı savunduğu ve dünya siyasetinde güçlü bir aktör olmak istediğinin altı çizdi.

Focus Dergisi'nin o yazısı:

Afrika, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın favori seyahat noktalarından birisi: 2003 yılında başbakan olarak göreve başladığından bu yana, 30 Afrika ülkesini ziyaret etti. Bu sayı, diğer devlet ve hükümet başkanlarının Afrika ziyaretleriyle  karşılaştırıldığında daha fazla. Bu hafta Erdoğan, Angola, Nijerya ve Togo’daydı.

Ancak bu ziyaretlerin amacı sadece seyahat etme isteği değil. Bu ziyaretlerin amacı, Türkiye’nin son yıllarda şiddetle ileri sürdüğü ve Erdoğan’ın plan olarak izlediği kapsamlı bir ilerlemenin ifadesidir. Buna, 2009’da Afrika’daki Türk Büyükelçiliklerinin sayısı bir düzine iken, bugün 40’ın üzerine çıkması örnek olarak verilebilir. Türkiye’nin Afrika planı geniş tabanlıdır. Bunun etkisi, hava trafiğinde bile kendini gösteriyor: Türk Hava Yolları kıtanın şehirlerini 50’den fazla güzergâhta Avrupa ve Orta Doğu’ya bağlıyor.

Ayrıca Türkiye, sosyal projelerde de Afrika’ya yardımcı olmaktan mutluluk duyuyor. Günümüzde Afrika’nın hemen her yerinde Türk eğitim merkezleri bulunabilir. Etiyopya’da Ankara’nın gücü o kadar etkili ki, devlete bağlı Türkiye Maarif Vakfı, Almanların kurduğu özel bir okulu kendi denetimine almayı başardı. O özel okul ise, Erdoğan’ın dışladığı Gülen hareketinin bir parçasıydı.

Erdoğan’ın planı yürürlüğe giriyor

Türkiye’nin Afrika’daki faaliyetleri ve Ankara’nın tüm kıtadaki ilgisi memnuniyetle karşılanıyor ve yerel taahhüt meyve veriyor. Özellikle Erdoğan kıtaya, Türkiye’yi ABD, Çin gibi büyük sömürge güçlere karşı daha olanaklı bir alternatif olarak sunarak, acil ihtiyaç duyulan yatırımları ve altyapıyı getiriyor.

Geniş kapsamlı ekonomik işbirliği anlaşmaları, Türk şirketlerinin Afrika'nın her yerinde popüler altyapı projeleri inşa etmesine olanak sağladı: Gana'daki yeni ulusal cami, Nijer'de bir uluslararası havaalanı, Senegal ve Ruanda'daki devasa spor tesisleri ve ayrıca 1.800 kilometrelik demiryolu ağı Tanzanya'da Türk mühendisler tarafından gerçekleştiriliyor.

Türkiye artık kendisini bir “Afro-Avrasyo” ülkesi olarak adlandırıyor. Ayrıca Türkiye, Somali’de en büyük denizaşırı asker kampını kurarak, Libya iç savaşında taraf tutarak ve Sahel bölgesine dahil olarak kıtanın jeopolitiğine dahil oluyor.

Küresel siyaset hedefi: Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisinin nedeni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika’yı kullanarak net bir plan izliyor: Türkiye politikasıyla, eski Osmanlı İmparatorluğu’nun jeopolitik mirası olan Afrika’yı savunmak ve dünya siyasetinde güçlü bir aktör olmak istiyor.

Türkiye’nin Afrika’ya olan bu ilgisi nereden geliyor? Uzmanlara göre bunun birkaç nedeni var. Bir yandan, Afrika arenası, Türk altyapısı, madencilik ve tüketici şirketleri için yeni fırsatlar sunuyor.

Örneğin, Türkiye'nin kıtaya askeri teçhizat satışları, özellikle havacılık sektöründe son yıllarda önemli ölçüde arttı. Geçen yıl ticaret hacmi 50 milyar dolardı ve bunun 2025 yılında 50 milyar dolara, iki katına çıkması bekleniyor. Aynı zamanda Erdoğan, kötü mali ve ekonomik koşullara rağmen, Türkiye’nin 21. yüzyılda dünya siyasetinde etkin bir oyuncu olmasını ve bir liderlik rolü üstlenmesini hayal ediyor.

Türk-Alman tarihçi Rasim Marz geçenlerde “Neue Zeitung” gazetesinde şunları yazdı:

“Batı kredi politikası, Osmanlı rejimini devirdi. Onun yarı özerk vilayetleri olan Mısır ve Tunus’u iflas ettirdi ve onları uluslararası mali denetim altına aldı. Bu emperyal jeopolitik kayıp, bugün hala Türk devletinin ruhunun derinliklerindedir.”

AB, Türkiye’nin Afrika planlarından memnun değil

Erdoğan'ın emelleri dünya siyaset sahnesinde yakından inceleniyor. Türkiye, Rusya ve Çin konusunda uzman olan Marz'a göre, Türkiye'nin genişleme çabalarında hem fırsatlar hem de riskler var. AB ise Ankara'nın Afrika planıyla uğraşırken "umutsuz " görünüyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin kapsamlı Afrika politikasının önceliği:  AB ile uzun süredir devam eden katılım müzakerelerinin ve Erdoğan'ın Batı ile bağların, ülkesinin olanaklarını sınırladığına dair inancının bir ifadesi. Çünkü Türkiye uzun zamandır Afrika'nın ötesinde yeni stratejik ortaklar arıyor.

Çeviri Haber: Tuğba Ünal

HABERE YORUM KAT