SPD-Yeşiller-Sol Parti hükümeti mümkün mü?

SPD-Yeşiller-Sol Parti hükümeti mümkün mü?
Son haftalarda, SPD ve Yeşiller sola yönelik eleştirileri yoğunlaştırdı. Eleştirilerin neredeyse tamamı dış politika ve güvenlik politikasıyla ilgili.

SPD'nin ve Yeşillerin büyük bir kısmı bir yandan solla ittifak isterken diğer yandan solla ittifakı reddetmek için eleştirileri arttırıyor. Ancak SPD ve Yeşillerin politikacılarının eleştirileri öncelikle solun dış ve güvenlik politikası ile ilgili. Sola yönelik kamuoyu önünde yapılan eleştirilerin çoğu, partinin NATO'dan ayrılmak istediği ve AB’yi eleştirdiği gerçeğiyle ilgili.

NATO'dan ayrılma

Solda, yabancı misyonlara ve NATO’ya rıza göstermek istemeyen sesler var. Ancak NATO'ya ve yabancı misyonlara evet diyecek bir sol bile ekonomik ve sosyal düzeni bozmak isteyen bir parti olarak kalacaktır. Sivil özgürlükler söz konusu olduğunda, çoğulcu bir demokrasiyi antifaşist demokratik bir düzenle değişmek istiyorlar.

Sol, piyasa ekonomisini ve ev sahipliğini ortadan kaldırmak istiyor Sol, piyasa ekonomisini ortadan kaldırmak istiyor. Bunu doğrudan söylemiyor. Tüm taraflar gibi kendini “sosyal piyasa ekonomisine” adadığını gösteriyor. Aslında bu, pek çok açıdan, partinin hâlâ SED olarak adlandırıldığı DDR'de hâlihazırda uygulanmakta olan solunkine benzer bir politikayı desteklediğini göstermektedir.

Bu, örneğin konut politikasında görülebilir. Sol, ülke çapında bir kira üst sınırı ve büyük emlak gruplarının kamulaştırılması çağrısında bulunuyor. Sadece apartman kiraları değil, ticari kiraların da yükselmesine artık izin verilmeyecek.

Sol’dan emlak vergisi ve diğer kamulaştırma planları

Sol, 20 yıl içinde ödenecek 2 milyon Euro'nun üzerindeki net varlıklar için bir defaya mahsus olarak emlak vergisi istiyor. Vergi yüzde 10 ile başlamalı, ancak daha yüksek servetler için daha da artmalıdır.

Emlak vergisine ek olarak, 1 milyon Euro’nun üzerindeki varlıklar için bir emlak vergisi de belirlendi. Vergi oranı, mevcut servet vergisi sınırı olan 260.533 Euro'da yüzde 60'a ve bir milyon Euro'nun üzerindeki gelirler için yüzde 75'e yükseltilecek.

Yalnızca güvenlik politikasına odaklanmak taktiksel olarak mantıklı mı?

Dış ve güvenlik politikası nesnel bir bakış açısından önemli olduğu kadar, ne yazık ki, Almanların çoğu bununla pek ilgilenmiyor. Willy Brandt ve Helmut Schmidt döneminde dış politika ve güvenlik politikası konuları seçmenler için son kez önemli bir rol oynadı. Almanların çoğunluğu pasifisttir, bu nedenle örneğin yurtdışındaki Bundeswehr misyonlarının reddedilmesi, en azından onların bakış açısından sola karşı önemli bir argüman değildir.

Solun, özellikle yüksek seçim sonuçlarını elde etmeye devam ettiği federal eyaletler de dahil olmak üzere, nüfusun çoğunluğuyla çok daha açık bir şekilde çeliştiği başka sorunlar da var. Bu özellikle göç meselesidir. Bilindiği gibi, Sahra Wagenknecht göç karşıtı çizgisiyle başarısız oldu. Sol, açık sınırlar ve "sınır dışı edilmelerin derhal durdurulması ve herkes için kalma hakkı" çağrısında bulunuyor.

Haber: Tuğba Ünal