Olaf Scholz: SPD'den daha çok beğenilen başbakan adayı

Olaf Scholz: SPD'den daha çok beğenilen başbakan adayı

Ağustos 2020'de SPD'nin başbakan adayı olarak gösterilen Olaf Scholz, partisinin oy oranının düşük olduğunda bile mücadeleyi hiç bırakmadı. Son haftalarda partisinin oylarını artırmayı başaran Scholz nasıl bir siyasetçi?

Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz, Angela Merkel liderliğindeki Hristiyan Birlik (CDU/CSU)-SPD koalisyonunda 2018 yılından beri maliye bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerini yürütüyor. 

Scholz, seçim kampanyası sırasında da hükümetteki görevlerine devam etti. Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletinde temmuz ayında yaşanan sel felaketi sonrasında bölgeye giden Olaf Scholz, milyarlarca euroluk yardım sözü verdi. Maliye Bakanı Scholz, dördüncü koronavirüs dalgasının başladığı Almanya'da sıkıntı yaşayan şirketlere, pandemi bağlantılı kredi ve mali desteği yıl sonuna kadar uzatmayı vadetti. Maliye Bakanı olarak Washington'da küresel asgari vergi için müzakereler yürüttü, küresel vergi konusunda anlaşmaya varılan G20 zirvesinin düzenlendiği Venedik'in lagünlerinde sürat motoru ile dolaştı. 

SPD, seçim kampanyasında Olaf Scholz'un hükümetteki sorumluluğuna odaklanıyor. Sosyal demokratlar, başbakan adayları için seçmene "İşini yapıyor ve işinin üstesinden gelebiliyor" mesajı veriyor. 

Aday gösterilmesi sürpriz oldu

SPD eş genel başkanları Saskia Esken ile Norbert Walter Borjans'ın, Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Olaf Scholz'u Ağustos 2020'de, 26 Eylül 2021'de yapılacak genel se

Seçimlerde başbakan adayı olarak göstermeleri sürpriz olmuştu.

Öncelikle Scholz'un aday olarak gösterilmesinin zamanlaması hayli şaşırtıcı oldu. Scholz'un adaylığı açıklandığında seçimlere daha 13 ay vardı. Bu oldukça uzun sayılabilecek süre içerisinde Scholz'un siyasi açıdan yıpranma riski oldukça büyüktü. Bu süreçte tüm gözler başbakan adayının üzerinde olacak, her adımı izlenecek, sarf ettiği her cümle ölçülüp tartılacaktı. Bu süreçte Scholz'un yapacağı bir hata seçimin SPD için hüsranla sonuçlanmasına yol açabilirdi.

Diğer bir sürpriz ise iki eş başkanın, parti genel başkanlığı seçiminde rakipleri olan Scholz'u başbakan adayı olarak göstermeleri oldu. 2019 yılında yapılan genel başkanlık seçimlerinde, SPD üyeleri daha muhafazakâr sayılabilecek Scholz'u liderleri olarak seçmemiş, genel başkanlık için sol eğilimleri ağır basan Esken ve Borjans'ı tercih etmişlerdi. Ancak SPD parti lideri olarak görmek istemediği Olaf Scholz'u başbakan adayı olarak gösterdi. 

Sarsılsa da yıkılmıyor

Olaf Scholz başbakanlığa aday olarak gösterilmesi kararını "Çok yakın, çok uyumlu ve duygusal olarak birlikte çalışmanın bir yolunu bulduk" sözleriyle değerlendirmişti. SPD eş genel başkanlarıyla, seçilmelerinden hemen sonra sıkı iş birliği yapmaya başladıklarını ve karşılıklı güven ortamı oluştuğunu ifade eden Scholz, "Bu yüzden kesinlikle beni önereceklerinden emin oldum, onlar da zamanında beni önereceklerini hissettiler" diye konuşmuştu.

Bu sözler, Olaf Scholz'un krizlerle nasıl başa çıktığını göstermek için de güzel bir örnek oluşturuyor. Ayağa kalk, kararlı bir şekilde devam et ve kendinden asla şüphe etme. 63 yaşındaki Scholz, sarsılmaz bir özgüvenle hareket ediyor. On yıllar süren siyasi kariyeri boyunca bazı sarsıntılar geçirmesine rağmen, başarılı bir şekilde bu süreçleri atlattı.

Pragmatik bir siyasetçi

Scholz, Hamburg eyaleti Başbakanı olduğu dönemde ortaya çıkan Almanya'da "Cum-Ex" olarak bilinen vergi ve finansal hizmeti şirketi Wirecard'daki yolsuzluk skandallarını da atlatmayı başardı. Skandallara ilişkin kurulan meclis araştırma komisyonlarında pek olumlu izlenimler bırakmasa da skandallar siyasi kariyerine zarar vermedi. Bunun nedeni de bir yıldan uzun süredir küresel koronavirüs salgınının gündemin diğer konularını gölgede bırakması oldu. Scholz da koronavirüs salgınını iyi kullanmayı bildi.

Haberin tamamını DW Türkçe 'den okuyabilirsiniz.

HABERE YORUM KAT