OKTAN ERDİKMEN - İnsanlar, bir şey hakkında fikir beyan ederken, kendi durumlarından hareket ederler.

Yoksullar sosyal yardımların arttırılmasını isterken, zenginler finans piyasasındaki vergilerin düşürülmesini savunur.

Amerikalı filozof John Rawls, Adalet Teorisi’nde, insanların bu kararları alırken, yeni toplumda hangi konumda olacağını bilmeden yapması fikrini ortaya attı.

Yani, zengin mi, fakir mi olacağımızı bilmeden, zenginlerle ve fakirlerle ilgili düzenlemeler hakkında karar vermeliyiz.

Mülteci olup olmayacağımızı bilmeden, mültecilere yapılan yardımlarla ilgili kuralları belirlemeliyiz.

***

Seçim öncesi muhalefet seçmen kayıtlarındaki kaydırmalara ve usulsüzlüklere dikkati çekmeye çalışmış ancak AKP’liler oralı bile olmamıştı.

Şimdi onlar sayımların sürekli yeniden yapılmasını istiyorlar. 

21 bin fark olan İstanbul’da oylar tekrar tekrar yeniden sayılıyor.

21 oy fark olan Manisa - Yunus Emre’de, 16 oy fark olan Yalova - Çınarcık’ta sayılmıyor.

495 oy fark olan Muş’ta, 3 oy fark olan Malazgirt’te itirazlar dikkate alınmıyor. 

Delil ve gerekçe göstermeyenlerin itirazlarının incelenmeyeceği yönündeki 298 sayılı kanun, sadece AKP lehine uygulanıyor. 

En acısı da, AKP çevrelerinden bir iki kişi dışında, hiçkimse bu haksızlığa, hukuksuzluğa ses çıkarmıyor. 

***

Peki seçim öncesinde, kimin kazanacağı, kimin kaybedileceği bilinmeden seçimden sonra oyların yasalara aykırı şekilde sürekli yeniden sayılması önerilse, kim karşı çıkar, kim desteklerdi?

Ülkemizde, ne yazık ki, ezen tarafta olanlar veya kendileri de ezilseler bile, ezenlere karşı bir sempati duyanlar, her türlü kanunsuzluğa, hukuksuzluğa, yasa dışılığa göz yummaya hazırlar. 

Oysa karardan sonra hangi tarafta olacaklarını bilmeseler, çok daha adil davranabilirler.

Mevcut durumda, oyların yasa dışı şekilde sürekli yeniden sayılması meselesi, YSK’nın alacağı bir karar değildir.

Bu mesele, bu ülkede hala adaletten söz edip edemeyeceğimiz meselesidir.

Hangi tarafta olursak olalım, bir gün hepimize lazım olacak adaletten...