Merkel devri sona eriyor, Türkiye ile ilişkiler zor döneme yelken açıyor

Merkel devri sona eriyor, Türkiye ile ilişkiler zor döneme yelken açıyor

Aktif siyasete veda etmeye hazırlanan Merkel, Almanya için stratejik önem taşıyan Türkiye ile ilişkiler konusunda zorlu bir dosya miras bırakacak. Yeni Alman hükümetini, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerde zor kararlar bekliyor.

Angela Merkel'ın 26 Eylül seçimlerinin ardından siyaset sahnesine veda edecek olması, Almanya-Türkiye ilişkilerinde de yeni bir dönemin kapılarını aralayacak.

Almanya'nın Türkiye'ye yönelik yeni politikası, seçimler sonrasında yeni koalisyon hükümetini kuracak partiler arasında yürütülecek müzakereler sonucunda şekillenecek.

Ancak şimdiden kesin olan bir şey var: Merkel'in koltuğunu devralacak yeni başbakan, aynı zamanda bir çok zorlu başlık içeren Türkiye dosyasını miras alacak. 

Büyük ve zorlu sınamalar

16 yıllık başbakanlığı boyunca, Merkel'ı dış politikada en çok zorlayan konuların başında Türkiye ile ilişkiler bulunuyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın içerdeki otoriter ve anti-demokratik adımları, dış politikada Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'de tek yanlı askeri hamleleri, Merkel'ı zorlu kararlar almaya itti.

Türkiye'deki anayasa referandumu ve seçim kampanyası sürecinde Erdoğan'ın Almanya'yı hedef alan sert açıklamaları, yaptığı Nazi benzetmeleri, ilişkilerde derin yaralar açtı, güven bunalımını derinleştirdi. Almanya'nın bir NATO müttefiki olan Türkiye'deki İncirlik Üssü'nden askerlerini çekmek zorunda kalması, Türkiye'de gazeteci Deniz Yücel ve Peter Steudtner gibi Alman vatandaşlarının hukuki dayanak olmadan tutuklanmaları, yakın döneme damgasını vuran krizlerden sadece bazıları…

Merkel Hükümeti, bu süre zarfında AB'nin Türkiye'ye karşı sınırlı ve akıllı yaptırımlarına destek verirken, aynı zamanda NATO müttefiki olan Türkiye'ye silah satışlarını sınırlandırdı. Türkiye'deki iç siyasi kutuplaşmanın kendi topraklarına taşınmasına tepki olarak da Türk siyasetçilerin Almanya'da siyasi kampanya yürütmesini yasakladı.

İplerin kopmasını Merkel önledi

Bununla birlikte Merkel, Avrupalı ortaklarının yoğun baskısı ve muhalefetin sert eleştirilerine rağmen, Türkiye'ye daha ağır yaptırım uygulanmasına direndi. Siyasi kulislerde bu strateji, "Türkiye Erdoğan'dan ibaret değil” sözleriyle savunuldu.

Türkiye'nin Almanya için stratejik öneme sahip olduğuna, diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğine vurgu yapan Merkel, Almanya'nın çıkarlarıyla örtüştüğü ölçüde Erdoğan ile işbirliği yapmaya odaklandı.

Angela Merkel, Avrupalı devlet ve hükümet başkanları arasında Erdoğan ile zor da olsa diyaloğu sürdürebilen az sayıdaki liderlerden biri oldu. Hatta Türkiye Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Fransa gibi AB üyesi ülkelerle askeri bir ihtilafın eşiğine geldiğinde de gerilimin düşürülmesi için devreye giren o oldu.

Şimdi birçokları, Almanya'nın yeni başbakanı olacak ismin, nasıl bir tavır izleyeceğini merak ediyor. Almanya'nın yeni başbakanı, Merkel'in soğukkanlı dış politika çizgisini sürdürebilecek mi? Bu sorunun yanıtını önümüzdeki aylar gösterecek.

Merkel için de kolay olmadı

Avrupa'nın en uzun süre görev yapan iki lideri konumunda bulunan Merkel ve Erdoğan'ın baştan itibaren birbirlerinden pek haz etmedikleri bir sır değil. Bunu yakından gözlemleyenlerden biri de Merkel'ın başbakanlığı üstlendiği ilk yıllarda Almanya'nın Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Eckart Cuntz.

Cuntz, DW Türkçe'nin sorularını yanıtlarken, tanıklık ettiği bu ilişki için "birbirinden çok ama çok farklı karaktere sahip Merkel ile Erdoğan'ın kimyası başlarda öyle pek de uyumlu değildi” ifadelerini kullandı.

Haberin tamamını DW Türkçe 'den okuyabilirsiniz.

 

HABERE YORUM KAT