Kızıl alarmı: Bulaşma riski artıyor, tedbir almak şart!

Çocuk hastalığı olan kızıl, en yaygın bakteriyel enfeksiyon hastalıklarından biridir. Hastalık, Scharlach bakterileri olarak bilinen A grubu streptokoklar tarafından tetiklenir ve genellikle öncelikle boğaz iltihabı ile kendini gösterir. Semptomlar genellikle bir cilt döküntüsü ile birlikte ortaya çıkar. Kızılın nasıl bulaştığı ve hastalığı zaten kapmış olan hastaların ne yapmaları gerektiği hakkında dikkate alınması gerekenler...

ÖZELLİKLE ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA

Robert Koch Enstitüsü'ne (RKI) göre, Kızıl hastalığından önce çocuklar etkileniyor. Okul veya kreşlerde bir salgın meydana geldiğinde, hastalık genellikle hızla yayılır. Ancak yetişkinler de enfekte olabilir. Teknik İşçiler Kurumu'nun (TK) belirttiğine göre, her beş ila on insandan biri, kendileri hasta olmadan Kızıl etkenlerini vücutlarında taşır, bu nedenle bakteriler hemen hemen fark edilmeden başkalarına bulaşabilir.

BELİRTİLER

Kızıl hastalığının tipik ilk belirtileri boğazda rahatsızlıklar, boğaz ağrısı ve yutma güçlüğüdür. Genellikle damak ve boğaz kızarır ve bademcikler iltihaplanır. Bazı hastalarda bademcikler üzerinde beyaz kaplamalar oluşur. Aniden yüksek ateş, şişmiş lenf düğümleri ve bazı hastalarda kusma gibi semptomlar ortaya çıkar. Bir ila iki gün sonra, vücutta kırmızımsı bir döküntü görülür ve altı ila dokuz gün sonra kaybolur. Kırmızı dil yani "ahududu dili" olarak da adlandırılan bir semptom da karakteristiktir.

Hastalık çoğu durumda tehlikeli değildir. Genellikle bir süre sonra geçer. Ancak nadir durumlarda romatizmal ateş, böbrek hastalıkları veya nörolojik hastalıklar gibi tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Ayrıca irinli bademcik ve orta kulak enfeksiyonları da oluşabilir.

Kızıl tedavisi on gün boyunca alınması gereken bir antibiyotikle gerçekleştirilir. İlaç alımından 24 saat sonra hastalar artık bulaşıcı olarak kabul edilmez. Bu nedenle, enfeksiyon zincirini kırmak için hızlı bir tedavi özellikle önemlidir. Antibiyotikle hastalık semptomları genellikle çok daha hızlı bir şekilde azalır.

Enfeksiyon riskini en aza indirmek için:

Diğer insanlarla teması sınırlamalıdır. Boğaz iltihabı, ateş ve cilt döküntüsü gibi semptomlar ortaya çıkarsa, her zaman bir doktora danışılmalıdır. Genellikle mukoza zarları çok hassastır. Serin ve nemli hava sakinleştirici olabilir. Sıcak içecekler ve püre veya çorbalar gibi yumuşak gıdalar yutmayı kolaylaştırabilir. Bakterilerin yayılmasını önlemek için hapşırırken ve öksürürken bir mendile veya dirseğinize hapşırın. Ellerinizi düzenli olarak temizlemek önemlidir. Antibiyotiğin önerilen süresi boyunca kullanılmalıdır.

ARTI49