Bu oylamanın amacı nedir?

Amaç, ayrımcılıkla ilgili cezaları genişletmektir. Cinsel yönelime dayalı nefret çağrısı cezalandırılmalıdır.

Oylamanın başlangıç noktası ise etnik köken veya dine karşı ayrımcılığın cezalandırıldığı, ancak cinsel yönelimlerin cezalandırılmadığı kanat getirildi. Cinsel yönelim ayrımcı ceza kanunlarının bir parçası olmadığından, parlamento bu ceza kanunlarını genişletmeye karar verdi.

Bu türlü eylemler ne zaman cezalandırılır?

Kamuya açık, kasıtlıysa ve bir kişiyi aşılayıcı bir şekilde rencide ederse cezalandırılır hale gelir.

Ceza Kanunundaki mevcut ceza standarttı “Ayrımcılık” Madde 261'de (StGB) düzenlenmiştir. Irk, etnik köken veya din nedeniyle bir kişiye / gruba karşı nefret veya ayrımcılık çağrılarını kapsıyor. Nefret yayan ideolojilerin yayılması veya aynı amaca yönelik propaganda kampanyaları yasaklanmıştır. Bu madde, halka açık hizmetlerin reddinde içerir.

Hangi eylemler cezalandırılmaz?

Özel alandaki eylemler (aile içi) cezalandırılmaz – tabii bu insanlar arasında güven ilişkisi olduğu sürece, yani işyerinde, kulüplerde veya yuvarlak masalarda yapılan ifadeler. Kamusal tartışmalar veya belirli bir noktaya kadar eleştirel açıklamalarda cezalandırılmaz. Ancak bu eylemleri bir bilinmeyen üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilirse bunun o kapsamdan çıkıp cezalandırılmasını on görülmektedir.

Hukuki sonuçlar

Bu ceza normunun ihlalleri 3-5 ay hapis cezası (ortalama) veya 400-500 İsviçre Frank’i para cezası ile cezalandırılır. Failler bu yasaya ek olarak başka suçlarda eklerse, geneliyle cezalar artar. Maalesef 2010-2018 yılları arasında toplamda sadece 418 kişi hüküm giymiştir.

Oyumu neye kullanayım?

Hiç kimsenin nasıl oy kullanmak zorunda olduğu hakkında konuşmaması gerektiğini veya yönlendirilmesinin gerektiğini düşünmüyorum. Ancak yapabileceğiniz şey, argümanın iki tarafında göstermek. 

Destekçilerin argümanları: Ayrımcılığa karşı koruma temel bir haktır, görüşler tehdit edilmez, hoşgörü İsviçre demokrasisinin temelidir. Öte yandan muhalifler, eylemlerin zaten cezalandırıldığını ve bu nedenle İsviçre'nin ek yasalara ihtiyaç duymadığını vurguluyorlar, homo benzeri biseksüellerin toplum insanları olduğunu ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olmadığını savunuyorlar. Gördüğünüz gibi, bunlar aynı argümanlardır, ancak ters konumlardadır.

Seçim artık size kalmış, sevgili seçmenler!