Reading’te yaşanan terör odaklı bıçaklama olayının ardından, ülkenin çeşitli yerlerinde yaşanan olaylar son haftalarda gündemi fazlasıyla meşgul ediyor.

Özellikle Brexit referandumunun yapıldığı 2016 yılından bu yana sık sık terör saldırılarına maruz kalan Birleşik Krallık’ta, pandemi dönemine ilişkin konulan yasaklar kalkmaya başlayıp, hayat normale döndükçe, kriminal olaylar da artmaya başladı.

Son haftalarda ırkçılık karşıtı gösterilerin dozu bir hayli artmış ve polisle göstericiler arasında yaşanan olaylarda “onlarca” polis hastanelik olmuştu.

Bu olayların yaraları sarılmadan, Reading bölgesindeki bir parkta üç kişinin bir terörist tarafından bıçaklanması güvenlik güçlerini yeniden harekete geçirdi. Elindeki bıçağı insanlara saplayan saldırganın akli dengesinin yerinde olmadığı ve İngiliz Gizli Servisi MI5 tarafından “saldırma ihtimali bulunmamaktadır” şeklinde kayıt altına alınan bir göçmen olduğu açıklandı. Terörist eylemlerle ikinci kez gündeme gelen Reading  çok sayıda göçmenin yaşadığı bir bölge olarak biliniyor.

SOKAK PARTİSİNİN ÖLÜMLE SONUÇLANMASI POLİS YÜZÜNDEN Mİ?

Bu olayın haberi televizyon ekranlarında yayınlanırken, Manchester’da düzenlenen “kanunsuz” sokak partisinde, iki gencin “vahşi” bir şekilde öldürüldüğü haberi geliyor.

“Karantina Partisi” olarak düzenlenen ve 4 bin kişinin katıldığı partiden, çevre sakinleri haberdar olup polise haber veriyorlar ama polis müdahalede bulunmamayı tercih edip, partinin bitmesini bekliyor. Partinin ölümle sonuçlanan bir olayla bitmesi, izinsiz yapılması ve  parti alanındaki atıklardan yoğun şekilde uyuşturucu kullanıldığının anlaşılması ise  olaya ekstra  kriminal nedenler yüklüyor. Çevre sakinlerinin gün ağardıktan sonra gönüllü olarak parti alanını temizlemeye gediklerinde gördükleri manzara dudak uçuklatan, polisin, partiye müdahle etmeme nedeni ise akıl durduran türden. 

Polis, olaydan iki gün sonra 13 kişiyi gözaltına aldığını açıklıyor, ancak yasak olmasına rağmen gizli düzenlenen ve polisin haberinin olduğu halde müdahale etmediği olayla ilgili açılacak soruşturmanın seyri ise merakla bekleniyor.

KANLI BABALAR GÜNÜ

Manchester’daki olayın haberlere yansıdığı anlarda, yine Kuzey Batı İngiltere’de acı bir olay yaşandığını, bir babanın iki evladıyla birlikte babalar günü için çıktıkları yürüyüşte hayatlarını kaybettiklerini öğreniyoruz. Kendilerine arabayla çarpan kişinin kaçtığı ve görgü tanıklarının söylediğine göre “alkollü” bir sürücünün kazaya neden olduğu belirtiliyor. Polis, kaçan şoförün peşine düşüyor.

TOPLUMDAKİ AKLİ DENGE SORUNLARININ GÖSTERGESİ Mİ?

48 saat içinde birbiri ardına “absürd” derecesinde kriminal olayların yaşanması, aylardır evde yaşayan insanlarda görülme olasılığı yüksek “mental health/akli denge” sorunlarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir mi, orası bilinmez, ama Ulusal Sağlık Örgütü NHS’in pandeminin psikolojik etkileri konusundaki uyarılarının gündemde ön plana çıkacağını görmek hiç de zor değil. 

BEYAZLARIN DA YAŞAM HAKLARI VARDIR

Yaklaşık bir ay önce George Floyd’un yaşamını kaybetmesinin ardından tüm dünyada ama özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde  ve Birleşik Krallık’ta yükselen “ırkçılık karşıtı” seslere bu sefer de “beyazlar” tarafından misilleme gelmesi ise bir diğer “absürd” olay olarak gündeme geliyor. Manchester City ve Burnley futbol takımlarının seyircisiz sahaya çıktıkları saatlerde, maçın oynandığı Etihad Stadyumunun üzerinde  bir uçağın “White Lives Matter Burnley” (Beyazların da yaşam hakları var, Burnley) yazılı pankart taşıması, başta Burnley futbol takımının yöneticileri tarafından “utanç verici” bulundu. 

Maç başlamadan önce futbolcuların, “Black Lives Matter (siyahların yaşam hakları vardır)” protestosunun sembol hareketi olan “tek diz üzerinde selam” durmalarının hemen ardından yaşanan bu olayın sorumlularının ortaya çıkarılması bekleniyor.

GÖZDE SAPANLI – BIRMINGHAM