‘İdam konusunda referanduma gerek yok’

‘İdam konusunda referanduma gerek yok’

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri ARTI 49'a konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idam konusunda referandum yapmasına gerek olmadığını dile getiren Piri, "16 Nisan’da yapılan referandum bir anlamda AB üyeliği referandumuydu” dedi. 

BRÜKSEL - Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, Brüksel'de ARTI 49'un sorularını yanıtladı.

16 Nisan’da yapılan anayasa değişikliği referandumunun bir anlamda Avrupa Birliği üyeliği referandumu olduğunu hatırlatan Piri, “Bunu söylediğim için üzgünüm ama 16 Nisan’da yapılan referandum zaten Avrupa Birliği için yapılan bir çeşit referandumdu. Bu açık, Kopenhag kriterlerini biliyorsanız, bunlar hukuka ve temel haklara saygı konusunda çok açıktır. Şunu görürsünüz, bu anayasa paketi, bütün gücü tek bir kişiye veriyor. 15 yüksek yargı üyesinden 12’sini atayabiliyor. Sadece devlet başkanı değil, aynı zamanda bir siyasi partinin de genel başkanı. Meclisi feshedebilir ve kanun hükmünde kararname çıkarabilir. Burada artık demokrasi ile yapılabilecek bir şey yoktur. Ve bu Kopenhag kriterlerinden çok uzaktadır. Yani maalesef bu paket uygulanırsa, Avrupa Birliği açısından otomatik olarak bunun AB üyeliği hakkında bir referandum olduğunu söyleyebiliriz” dedi. 

"İdam gelirse her şey biter"

İdam kararı geri getirilirse sadece AB ile değil, Avrupa Konseyi ile olan ilişkilerin de sona ereceğini hatırlatan Piri, “İnsan hakları konusunda 60 yıldır bu kurumun üyesi olan bir ülke, dışişleri bakanının yıllarca Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi başkanlığı yaptığı bir ülke, şu noktaya gelebilir. Avrupa Konseyi üyeleri arasında her ne kadar Rusya gibi insan hakları konusunda çok iyi bir seceresi olmayan ülkeler olsa da Türkiye’nin artık hoş karşılanmayacağını söyleyebilirim çünkü ölüm cezasını yeniden uygulamaya başlamış olacaktır. Lütfen buraya doğru gitmeyin, Türkiye’nin çok gelişim gösterdiğini düşünüyorum, ölüm cezasını kaldırarak. Ve bunun ödülünü de üyelik müzakerelerine başlayarak aldı. Türk insanları için umut ediyorum ki Türkiye 10 yıl öncesinden daha kötüye gitmez” şeklinde konuştu.

"Her şeye rağmen vizeler kalkmalı"

Bütün olumsuzluklara rağmen Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin kaldırılması gerektiğini savunan Piri, “Benim düşünceme göre, vize serbestisi Türk vatandaşları için 10 yıl önce gerçekleştirilmeliydi. Ancak ben kuralları belirlemedim. 72 kriteri ben belirlemedim. Eğer belirli kriterler varsa, biz bütün ülkeler için tarafsız bir şekilde uygulamalıyız. Bunlarla başa çıkmanız gerekir. Bunu burada söylemek zorundayım, Türk hükümeti birkaç aylık süre içerisinde 30 kriteri tamamladı. Sadece 5 tanesi kalmıştı. O esnada seçim vardı ve sanırım bu ayarlamaları yapmak için yeterli zaman olmadı. Bunu size söyleyebilirim eğer Türkiye kalan kriterleri tamamlarsa, ki bunların sayısı sadece 5’tir. 72 kriterden tamamlanması gereken sadece 5 tane kaldı. Ben burada Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Birliği’nin Türk vatandaşlarına uyguladığı vizeyi kaldırması için olağanüstü bir çaba göstereceğim. Çünkü ben şuna inanıyorum insanlar arasında kontak kurulması önemlidir. Avrupa Birliği üyelik süreci sadece Brüksel ve Ankara’daki bürokratlar arasındaki müzakere süreci değildir. Bakanların gidip geldiği bir süreç değildir. Bu insanların bir araya geldiği bir süreçtir ve bu nedenle de Türk vatandaşlarına vizenin kaldırılmasını hayati önemde görüyorum” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT