Alman sensörlü SİHA’ların Türkmenistan’da ne işi var?

Alman sensörlü SİHA’ların Türkmenistan’da ne işi var?

Greenpeace, Alman sensör sisteminin entegre edildiği Bayraktar TB2 SİHA'larının Türkmenistan'da kullanıldığının tespit edildiğini açıkladı. Örgüt, baskıcı rejimlere dolaylı askeri ihracatın durdurulmasını talep etti.

İklim, çevre ve barış alanında faaliyetler yürüten uluslararası Greenpeace örgütü, dünyanın otoriter rejimlerinden Türkmenistan'da Alman malı elektro optik sensör sistemiyle donatılmış Bayraktar TB2 modeli silahlı insansız hava araçları (SİHA) tespit edildiğini açıkladı.

Örgütün görseller ve video kayıtları üzerinde yaptığı incelemelere göre, Türk şirketi Baykar'ın ürettiği ve Türkmenistan'a sattığı Bayraktar TB2 model SİHA'ların "gözü" diye nitelenen sensörler, Alman Hensoldt şirketinin Güney Afrika'daki kuruluşu Hensoldt Optronics Pty tarafından üretildi ve Türkiye'ye ihraç edildi. Örgüt, böylece Bayraktar TB2 model SİHA'larla birlikte Argos II sensörünün de dünyaya satışının yapıldığına dikkat çekti.

Greenpeace, Kanadalı L3 Harris Technologies şirketinin Kanada hükümetinin Türkiye'ye ihracat yasağı kararı alması sonrasında Hensoldt'ün devreye girdiği ve Türkiye'ye satış yaptığını tahmin edittiklerini açıkladı.

Baykar, geçen ay sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımda, Bayraktar TB2'nin 13 ülkeye satıldığını duyurmuştu. Bu ülkelerin hangileri olduğu ise tam olarak bilinmiyor.

Almanya'dan askeri malzeme satışı sıkı kontrole tabi

Almanya'da ülke dışına silah ve silahlanma malzemelerinin satışı yasal düzenlemelere bağlı. Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyelerinin yanı sıra müttefik ülkeler (Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda, İsviçre) dışında kalan "üçüncü ülkeler"e ise satış kuralları daha da sert.

Almanya'daki düzenlemelere göre silah ihracatı ancak hükümetin onayı ile yapılabiliyor. Hükümet de onay verirken silah satışının yapılacağı ülkelerde insan hakları ihlalleri olup olmadığını da göz önünde bulundurmak zorunda. İşte bu düzenlemeye dikkat çeken Greenpeace, Alman teknolojisinin insan haklarının ihlal edildiği Türkmenistan'da kullanılmasının Almanya'daki kuralları deldiğini ve bu şekilde Alman mallarının temel insan hak ve ihlalleri yaşanan baskıcı rejimlere dolaylı yoldan satılmış olduğunu savundu.

Örgüt, Hensoldt örneğinde de görüldüğü gibi Almanya'dan yapılamayacak bir ihracatının Güney Afrika'da şirket kurularak gerçekleştirilmiş olduğuna işaret etti.

Haberin tamamını DW Türkçe 'den okuyabilirsiniz.

HABERE YORUM KAT