Dr. Elif Cındık-Herbrüggen’den “kadına şiddet” uyarısı: “Sessiz kalmayın, yardım edin!”

Dr. Elif Cındık-Herbrüggen’den “kadına şiddet” uyarısı: “Sessiz kalmayın, yardım edin!”

Psikiyatrist Dr. Elif Cındık-Herbrüggen şiddet gören kadınlara seslenerek, darp raporu almalarını, polise başvurarak uzaklaştırma talep etmelerini istedi. Cındık-Herbrüggen şiddete uğrayan kadınların yakınlarını da yardıma çağırdı.

Federal Almanya’da her gün bir kadın, eski sevgilisi veya ayrıldığı eşi tarafından öldürülmek isteniyor. Her üç günde bir ise bir kadın söz konusu erkekler tarafından öldürülüyor. Son veriler, geçen yıl erkek şiddetinin önceki yıllara kıyasla arttığını ortaya koyarken Avrupa Birliği ülkeleri içinde Almanya, önceki sene kadın cinayetleri sıralamasında ilk sırada yer aldı. Psikiyatrist, psikoterapist ve halk sağlığı uzmanı Dr. Elif Cındık-Herbrüggen çevresindeki kadınların şiddet gördüğüne tanık olanların susmak yerine yardım etmeleri gerektiğini söyledi. 

Münih’teki Nöropsikiyatri Merkezi (Neuro-Psychiatrisches Zentrum-NPZR) kliniğinin sahibi ve yöneticisi Dr. Elif Cındık-Herbrüggen, konuyla ilgili +49’un YouTube kanalında yaptığı açıklamada Almanya’da aynı çatı altında yaşayan kadın ve çocuklara yönelik erkek şiddetinde oransal artış gözlendiğini, son araştırmalara göre 141 bin 792 kadın ve çocuğun şiddet gördüğünü gösteren vakanın kayıtlara geçtiğini bildirdi. 

elif-cindik.jpg

Dr. Elif Cındık

AYRILAMIYORLAR, ŞİDDET GÖRÜYORLAR

Münih’te iki kliniği yöneten Dr. Elif Duygu Cındık-Herbrüggen konuyla ilgili özetle şu bilgileri verdi:

”Şiddete uğrayan kişilerin yarısı şiddet gördüğü partneriyle aynı evde yaşıyor. Birçoğu ekonomik sebeplerle şiddet gördükleri eşlerinden ayrılamıyor.  Her gün bir kadın eski partneri tarafından öldürülmek isteniyor, her 3 günde bir ise bir kadın öldürülüyor.

Lütfen kızlarınızı koruyun. Tanıdığınız şiddet gören kişileri görmezden gelmeyin. Yardım edin. Anonim şikayet edin. Yeter ki, sessiz kalmayın. Darp raporu alsınlar, eşlerini evlerinden uzaklaştırsınlar. Erkek şiddeti her zaman eşten gelmiyor, baba, erkek kardeş, okulda ya da başla bir ortamda da karşılaşabiliyorlar. Ayrıca her zaman fiziksel şiddet değil, aynı zamanda duygusal şiddet, sözlü şiddet de yıkıcı olabiliyor. 

Mutlaka uzmanlara başvurmaları gerekiyor. Lütfen kızlarımızı erken yaşta evlendirmeyelim, kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayalım, arkalarında durduğumuzu görsünler.”

MEDYA DİLİ TEHLİKELİ

Öte yandan DW Türkçe’nin bir haberine göre, kadın hakları aktivistleri, Alman medyasında, özellikle de bulvar gazetelerinde, kadın cinayetlerinin “aşk trajedisi“, “tutku cinayeti” veya “aile dramı” gibi ifadelerle sansasyonelleştirildiği ve romantikleştirildiği görüşünde.

Bu haber dili, kadın hakları örgütü Terre des Femmes’den Vanessa Bell’e göre, kadın cinayetlerini Alman toplumundaki aksaklığın bir parçası olmaktan çıkarıp iki kişi arasındaki özel bir mesele veya tekil bir vakaya indirgiyor. Bell, bu durumun, insanların kadın cinayetlerine bakış açısını da etkilediğini belirterek “Kadın cinayetleri Almanya’da halen tabu bir konu” değerlendirmesini yapıyor. 

İstatistiklere yansıyanlar, öldürülen kadınların faillerinden yalnızca resmi olarak suçlanan veya mahkum edilenler. Ancak 2014 yılında AB çapında yapılan bir araştırma, erkek şiddeti vakalarının yalnızca üçte birinin polise bildirildiğini ortaya koymuştu. 

CEZALAR VE ELEŞTİRİLER 

Mahkemelerin kadın cinayeti davalarında “yumuşak davranmakla” suçlanması da konunun başka bir boyutu. Almanya’da bazı yargıçlar, kadın cinayeti davalarında sanığın içinde bulunduğu duygusal sıkıntıları hafifletici sebep olarak görüyor. Böyle durumlarda sanığın alacağı ceza müebbetten on yılın altına bile düşebiliyor.

+49 – MÜNİH

HABERE YORUM KAT