Dengeleri değiştirecek BRICS birliği kendi para birimini basacak mı?

Dengeleri değiştirecek BRICS birliği kendi para birimini basacak mı?

'Beş BRICS ülkesi şimdiden dünya nüfusunun yüzde 42'sini, küresel kara alanının yüzde 30'unu ve küresel ekonomik çıktının yüzde 24'ünü oluşturuyor'

Halit Çelikbudak yazdı...

Bir tespit ile başlayalım. Dünyanın gözü kulağı Güney Afrika’nın Johannesburg kentindeki Sandton Kongre Merkezi‘ndeki 15. BRICS zirvesine çevrilmiş durumda. BRICS kelimesi yatırım bankası Goldman Sachs’ın bir icadı. 2001'de, o zamanki baş ekonomistleri olan Jim O'Neill, gelişmekte olan dört büyük ekonomiyi (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) gruplandırır, onları dünya ekonomi politikasına daha aktif dahil olmaya çağıran bir makale yazar.

* * * *

İngiliz iktisatçı Jim O'Neill, makalesinde dört ülkenin baş harflerini ilk kez tek bir yapay kelimede ‘BRIC‘ birleştirir. Böylece daha sonra Güney Afrika'nın katılımıyla BRICS‘e dönüşen grubun mucidi olarak kabul edilmekte. Beş BRICS ülkesi şimdiden dünya nüfusunun yüzde 42'sini, küresel kara alanının yüzde 30'unu ve küresel ekonomik çıktının yüzde 24'ünü oluşturuyor.

* * * *

Siyasi gözlemciler zirvenin öneminin güçlü sembolizmin ötesinde olduğu üzerinde hemfikir. Ancak Brics ne istiyor? Brics ne yapabilir? Brics'in kendi para birimiyle dolara meydan mı okuyacak? Bu soruların cevabı grubun başlangıcından beri dikkatle takip ediliyor. Ancak şu bir gerçek. BRICS uzun süredir Batı'nın, daha doğrusu ABD'nin hakim olduğu dünya düzenine karşı bir karşı duruş geliştirme sürecinde.

* * * *

Ancak birbirinden çok farklı beş ekonomik sistemi bir araya getirmenin önündeki engellerin görünüşe göre (hala) çok yüksek olduğu unutulmamalı. Çin, yeni rezerv para birimi için yuanı oluşturmaya çalışıyor. Güncel bir değerlendirmeye göre, BRICS ülkeleri arasındaki ticaret dolar bazında hala neredeyse yüzde 85. Ama her halükarda, BRICS grubu bir şeyi başardı: kendisini, özellikle dünyanın güney bölgelerinde uluslararası bir düzene karşı bir denge unsuru olarak konumlandırdı.

* * * *

Arjantin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Mısır, Kuveyt, Bangladeş, Venezuela, Tayland ve İran da dahil olmak üzere 40'tan fazla ülke BRICS‘e ilgilerini bildirdi. 20'den fazla ülke şimdiden katılmak için başvurdu. Gruba katılmak isteyenler arasında, bazılarının Batı'nın eski müttefikleri olduğu gözardı edilmemeli. BRICS’in Küresel Güney'deki birçok ülke için çekici hale geldiği anlaşılıyor.

* * * *

Gelişme acaba şöyle mi bakmalıyız. ABD ve Çin'in anlaşmazlık içinde olduğu bir dönemde, bir dizi "orta güç", çıkarlarının peşinden koşmak için bir açılım arıyor. Bu konu zaten çoktandır uluslararası siyasetin gündeminde. Finantial Times gazetesi de önceki gün bu konuyu ‚‘Alakart Dünya – Yeni jeopolitik düzen‘ diyerek irdelemiş. İngiliz gazetesi şöyle yazıyor. ‘Amerika'nın tek süper güç olarak soğuk savaş sonrası çağı ortadan kalktıkça, ülkelerin onun ‘prix fixe‘ menüsünden seçim yapmak zorunda kaldığı eski dönemden ‘alakart - a la carte‘ bir düzene geçiyor.‘

* * * *

‘Washington ile Pekin arasındaki açmaz dünyanın büyük bir kısmı için bir fırsat sunuyor: ‘Orta güçlerin yükselişi‘ Bu, Amerika ve Çin arasındaki açmazın dünyanın dört bir yanındaki ülkeler için yeni bir fırsat çağını başlattığını görüyoruz‘ diyor. Geçtiğimiz günlerde bu tezi destekleyen bir makale okumuştum. Sofya merkezli Liberal Stratejiler Merkezi Direktörü siyaset bilimci İvan Krastev yazmış.

* * * *

İvan Krastev‘ göre şimdi orta güçler çağı. Bulgar siyaset bilimci, "Orta" kelimesinin, ağırlıklarından ziyade, ABD ve Çin arasındaki konumlarına atıfta bulunduğunu vurguluyor. Onun vizyonu, Suudi Arabistan, Türkiye, İsrail ve hatta Almanya gibi geleneksel ABD müttefiklerinin yanı sıra, açıkça yükselen bir büyük güç olan Endonezya ve Hindistan gibi küresel güneyin devleri de dahil olmak üzere, belirgin bir şekilde bir dizi ülkeyi kapsamakta. BRICS’i de bir de bu yönden irdelemek gerekir sanırım. Ama önce Perşembe günü zirvenin bitişini bekleyelim.

Halit Çelikbudak yazdı...

HABERE YORUM KAT