OKTAN ERDİKMEN - Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’na Avrupa Birliği’nden herhangi bir tepki gelmedi.  Alman hükümeti sözcüsü, Türkiye’nin Suriye’deki askeri harekatına ilişkin, meşru güvenli çıkarları değerlendirmesini yaptı. Yani Almanya kendi çıkarına bakıyor ve harekatı daha çok Alman silah endüstrisi açısından tartışıyor. 

Türkiye, Almanya’nın ürettiği Leopard tanklarının ve G3 piyade tüfeklerinin bir numaralı müşterisi konumunda. 

Bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin Leopard'ın 700’den fazlası Türk ordusunun envanterinde kayıtlı. G3 ise TSK’da standart piyade tüfeği olarak kullanılıyor.

1982-1993 yılları arasında Almanya’dan 397 adet Leopard 1 satın alınmıştı. Ancak bunların NATO çerçevesinde kullanılması anlaşmalarla şart koşulmuştu. Yani terör örgütü PKK’ya karşı veya Türkiye’nin NATO onayı dışında yapacağı bir operasyonda kullanılması yasal değildi. 

2009’da yapılan satışlarda ise, Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin etkisiyle herhangi bir şart koşulmasına gerek görülmedi. Bugün Türk ordusunun elinde, istediği gibi kullanabileceği 354 adet Leopard 2 bulunuyor. Türkiye, sadece bu tankları başka bir ülkeye devrederse izin almak zorunda. 

TSK, Leopard'ları haliyle Suriye operasyonunda da kullanıyor. Alman basınında, bu tanklara yine Alman malı olan Milan tanksavarlarla ateş açıldığına ilişkin fotoğraflar yayımlandı.

Terör örgütü YPG’nin elinde bu tanksavarlardan yaklaşık 200 adet olduğu tahmin ediliyor. Gerçi Afrin operasyonu ağırlıklı olarak şehir içi çatışmalara dayalı olacak. Bu çerçevede tank önemli bir savaş aracı ama hayati değil. 

Ancak şehir içi çatışmalarda kullanılan çok sayıda silah da Almanya ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri tarafından satıldı.

Türkiye, Almanya’dan en çok silah alan ülkeler sıralamasında 3. durumda. Silah ihracatı federal parlamentonun onayına bağlı olan Almanya’nın, onayla sattığı silahların değeri ise son 3 yıl içerisinde 25 milyar avroyu aştı.

Almanya Cezayir’e, Mısır’a, Suudi Arabistan’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne milyarlarca dolarlık silah satıyor. Bu ülkeler de söz konusu silahların terör örgütlerinin eline geçmesine neden oluyorlar. 

İnsanların evi, iş yeri, okulu yerle bir ediliyor. Onlar da yollara düşüp canları pahasına Avrupa’ya mülteci olarak gelmeye çalışıyorlar.

Avrupalılar da bundan şikayet ederek sağ partilere oy veriyorlar. Sağ partiler de daha fazla silah satılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapıyorlar. 

Bu kısır döngüyü yaşayan dünyada, sadece geçtiğimiz yıl 1,6 trilyon dolardan fazla para silahlanma için harcandı.

Bu parayla dünyada tek bir çocuğun bile aç kalmayacağı yeni bir düzen kurulabilirdi.

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için tıklayınız.