OKTAN ERDİKMEN - Baskıcı ve faşist rejimler, kaotik ortamları severler.

Can güvenliğinin tehlikede olduğu dönemlerde, halk diğer dertlerini unutur, içgüdüsel olarak ‘Aman hayatta kalalım da varsın bunlar devam etsin’ mantığıyla iktidar partisine yönelir.

12 Eylül’e giderken, aynı gün, aynı postaneden hem sağcılara hem de solculara gönderilen bombalı paketler, o dönem en güzel günlerini yaşayan devrimci hareketin önünü kesip, darbeye zemin hazırladı.

11 Eylül’de akan kan, 13 Eylül’de birdenbire kesiliverdi.

İktidarın ve yedek lastiği MHP’nin seçim öncesi dilinden düşürmediği ‘beka’ propagandası, yandaş medyanın alçakça iftiralar atarak CHP’yi terörist ilan etmesi, 4 askerimiz şehit olduğunda “Mutlu musun Ekrem?” diye manşet atması, bir zamanlar Erdoğan’a ‘yargılanacak’ diyen İçişleri Bakanı’nın, yaranmak uğruna ‘CHP’lileri şehit cenazelerine almayın’ talimatı vermesi üst üste binince sonuç bu oldu.

Köylülerin, dışardan geldiklerini söylediği bir grup provokatör, Ankara’daki şehit cenazesine katılan CHP liderine tekme tokat saldırdı.

Böyle bir saldırının, devlet erkanının hazır bulunduğu bir ortamda plansız, programsız yapılması mümkün değil.

Milli Savunma Bakanı’nın, “Değerli arkadaşlar” diye seslendiği bu faşistleri, biz Sivas’tan, Çorum'dan Kahramanmaraş’tan tanıyoruz.

Bu nedenle kaos isteyenlerin oyununa gelmeyecek, ne pahasına olursa olsun barış ve sevgi dilini sürdüreceğiz.

Ve eninde sonunda onları yeneceğiz.