Savaşın korkunçluğunu, acımasızlığını ve anlamsızlığını Erich Maria Remarque “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” kitabında anlatır. Yayınlandığı ilk yıllarda bütün dünyada 26 dile çevrilir. 1933 yılında Nazi Almanyası’nda bu kitap da “yakılan kitaplar” arasında yerini alır. 

İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Avrupa kıtası, bir barış projesi olarak Avrupa Birliği doğar. Avrupa Birliği bir barış ve kalkınma projesidir ve özünde “uzlaşı kültürü”ne dayanır. Bu nedenle de AB’de bütün kararlar “oy birliği” ile alınır. Kararlar oybirliği gerektirdiği için birçok konu gereksiz olarak uzar. Malta gibi 500 bin nüfuslu bir ülke 500 milyonluk AB’nin tamamının karar almasını engelleme hakkına sahip. AB’nin yapısı böyle olduğu için de zamanla “orta sahada top çevirme” durumunu beraberinde getirir. 

Geçtiğimiz hafta AB devlet ve hükümet başkanları Brüksel’deki zirvede bir araya geldi. AB liderlerinin önünde Covid-19 pandemisi, aşı sorunsalı, 2021 yılı bütçesi gibi devasa konuları görüşmek üzere toplandı. 

Biz, Türk basını olarak günlerce sadece “Türkiye’ye yaptırım” paragrafını tartıştık. AB’nin 27 ülkesinin liderlerinin katıldığı “zirve sonuç bildirgesi”nde sadece 1 paragraf olan “Türkiye” sanki zirvenin tamamında konuşuldu. Oysa, 14 sayfa ve 42 paragraflık “Zirve Sonuç Bildirgesi”nde Türkiye sadece 1 (yazıyla bir) paragraf ve 7 maddeden ibaret.

TOP MARTA ATILDI

Ve o paragrafta özetle, “Türkiye’ye yaptırım konusunda çalışmalar yapılması, liderlerin değerlendirme ve yaptırımları karara bağlaması” için top, Mart 2021 AB Zirvesi’ne atıldı. 

Sonuç, AB yine orta sahada top çevirmeye devam ediyor…

Türkiye konusunda Almanya Başbakanı Angela Merkel’in son dakikada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u “ikna ettiği” ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in, Yunanistan basınına “yaptırım baskısı bitmedi” dediğini haber yaptı Ankara çıkışlı haberler, böbürlenmek için.

KAHVEHANE KÜLTÜRÜ

Bir de AB Zirvesi’nde çıkan sonucu “ABD’nin yeni Başkanı Joe Biden’ın göreve başlamasının beklendiği”ne bağlayanlar var. “Batı” deyince hepsini aynı sanmamızdan kaynaklanan...

Bir kuruma üye isek veya bir kuruma üye olmak istiyorsak (ki 57 yıldır üye olmak istiyoruz), o kurumun atacağı her adım ve alacağı her karar bizi çok yakından ilgilendirir, bağlayıcıdır. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB liderler zirvesi öncesi yaptığı açıklamada, “AB’nin alacağı karar bizi çok da ırgalamaz” cümlesini kurdu. 1963 yılından beri Avrupa Birliği’ne tam üye olmak için çabalayan bir ülkenin cumhurbaşkanının “bizi ırgalamaz” çıkışı kahvehane kültüründe “kulağa hoş gelebilir” ama uluslararası diplomasi dilindeki karşılığı “felaket”.

FİKRET AYDEMİR – BRÜKSEL