Avusturya’da siyasi gündemi koronavirüsten Türkiye tartışmalarına doğru kaydığına tanık olunuyor. Avusturya parlamentosunda haftanın ilk oturumuna, Türkiye kökenli siyasi grupların Viyana’daki şiddet de içeren çekişmeleri damga vurdu. İktidar partisi merkez sağ ÖVP’nin yanı sıra sosyal demokrat SPÖ ve Yeşiller’i de sert sözlerle eleştiren aşırı sağ eğilimli FPÖ, artık acil önlemler alma zamanının geldiğini savundu. Olayları ve tetiklediği yeni tartışmaları, Viyana’nın etkili Türkçe gazetesi “Yenivatan” şöyle özetledi: 

“Avusturya parlamentosunda haftanın ilk oturumu, 'Kürt-Türk' tartışmalarına sahne oldu. Eleştirilerin ana hedefinde ise ÖVP vardı. FPÖ, olaylara karışan ve isyan çıkaran kişilerin yurtdışı edilmesini istedi.

Geçtiğimiz günlerde Viyana’nın 10. Bölgesi Favoriten’deki gösteriler esnasında yaşanan arbedeler, FPÖ’lü Herbert Kickl’in gündemindeydi. Herbert Kickl, Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer’i sert sözlerle eleştirdi.

ÖVP’nin 'göç, iltica ve entegrasyon alanındaki toplam başarısız' olduğunu öne süren Kickl, hükümeti sorunu çözmemekle suçladı. Herbert Kickl, 'iç politikadaki Sünger Bob' olarak nitelendirdiği İçişleri Bakanı Nehammer için, 'Daha az havlayıp, daha fazla ısırmalısın' ifadelerini kullandı.

Hükümetin demeçlerinin aldatmadan ibaret olduğunu belirten Kickl, “Gerçekte İslamcılar ile iş birliği yapıyorsunuz” iddiasında bulundu.

NEHAMMER’DEN SEMBOL SAVUNMASI 

Klickl’ın sert eleştirilerine maruz kalan İçişleri Bakanı Nehammer ise eleştirilere, 'Her şiddet uygulayan suçlu ve sembol yasasını ihlal eden herkes sorumlu tutulacak' ifadeleriyle yanıt verdi.

Nehammer, 'Avusturya’da herhangi bir isyanın yeri olamaz' vurgulamasını yaparak, gösteride olay çıkaran 220 kişinin tespit edildiğini ve kişilerin cezasız kalmayacağını belirtti.

'Herhangi bir ülke, ülkemizde huzursuzluk çıkarmaya kalkar ya da buna neden olursa, Avusturya Cumhuriyeti’nin tam sonuçlarını öğrenir!' diyen Nehammer, 'olağanüstü' olarak nitelendirdiği göstericiler için de, 'İnsan ve hayvanlara tam şiddete hazırdılar' dedi.

TÜRKİYE AVUSTURYA’NIN SERTLİĞİYLE KARŞILAŞACAK

Olaylara atıfta bulunarak, Türkiye’den müdahale edildiği iddia eden Nehammer, Türkiye’nin, Avusturya’nın sertliğiyle karşılaşacağını söyledi. Nehammer ayrıca, Türkiye’nin Avusturya’yı ve Avusturya’da yaşayan Türkleri etkilemeye çalışıp çalışmadığını incelemeye alınması için özel bir komisyon kurulacağını duyurdu.

FPÖ’den Dagmar Belakowitsch ise sokağa inen 'Kürtlerin' bir vatanının olmamasını zor olarak gördüğünü ve elbetteki protesto hakları olduğunu, ancak yaşadıkları ülkede olay çıkarma haklarının olmadığını savundu. Bunun yanı sıra FPÖ’lü bakan, Kürtlerin aşırı solcular tarafından kullanıldığını da kaydetti.

SPÖ’DEN BAŞBAKAN KURZ’A TEPKİ

SPÖ Kulüp Başkan Yardımcısı Jörg Leichtfried ise Başbakan Sebastian Kurz’un (ÖVP) yıllardır hükümetteki entegrasyon gündeminden sorumlu olduğunu ve sorumluluğun hâlâ ÖVP’nin elinde olduğunu hatırlatarak, olayların aşırı sağcı şiddetle ilgili olduğunu ve bunun Avusturya’da yerinin olmadığını söyledi.

Avusturya’da bir arada yaşamayı tehlikeye atanlara karşı her türlü çabanın gösterileceğini vurgulayan Leichtfried, olaylardan Kickl’ın da sorumlu olduğunu ifade etti.

KURZ’A “BOZKURT”, YEŞİLLER’E PKK TEPKİSİ 

FPÖ’lü Hannes Amesbauer ise konuşmasında Başbakan Kurz’u hedef aldı. Amesbauer dinleyici ve izleyicilere Başbakan’ın eski bir fotoğrafını sunarak, 'Resimde erkeklerin kurtları selamladığı açıkça görülebilir' dedi.

Öte yandan Amesbauer, PKK’nın bir terör örgütü olduğunu söyleyerek, Yeşiller partisinden Birgit Hebein ve bazı siyasilerin onların tarafında bulunmasını 'skandal' olarak nitelendirdi.

Yeşiller Partisi tarafında söz alan Faika El-Nagashi ise, olayları siyasi değişim için kullanmamak ve ne kadar cazip olursa olsun oy toplamak için kampanya yürütülmemesi gerektiğini savundu. El-Nagashi’ye göre şimdi ihtiyaç duyulan şey, faşizme ve sağcı aşırıcılığa karşı birlikte mücadele etmek.

NEOS kulüp Başkan Yardımcısı Nikolaus Scherak da, savunma demokrasisi olarak bu tür gelişmelerin hukukun üstünlüğü olanaklarıyla önlenmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmaya istekli olmayan insanlarla bile konuşulması gerektiğini savunan Scherak, polisin ihtiyatlı tavrının olayların daha kötü sonuçlanmasına engel olduğunu söyledi.” 

TEHLİKELİ CEPHELEŞME 

Öte yandan, bu tartışmalar sonrasında Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer ile Uyum Bakanı Susanne Raab bir yazılı açıklama yaparak, 'İlk tartışmalar Türk ve Kürt dernekleri arasındaki cephelerin o kadar sertleştiğini gösteriyor ki, ortak bir kriz toplantısı bile mümkün değil' ifadelerini kullandı. Yenivatan, bu gelişmeyi de şöyle haberleştirdi: 

“Hükümet hangi dernekleri konuşmaya davet ettiğini cevaplamak istemezken, son zamanlarda aşırı sağ Türk “bozkurt” temsilcilerinin davet edilmemesi gerektiğini açıklamıştı. Raab’ın Sözcüsü, cuma günü için planlanan toplantının başarısız olmasına neyin sebep olduğunu daha ayrıntılı olarak açıklamadı. İlk temaslardan sadece ortak bir kriz toplantısının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı söylendi.

'YURTDIŞINDAN ETKİYE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK'

Ortak basın açıklamasında iki bakan, şimdi anayasal koruma ve Entegrasyon Bakanlığı ile görüşmelerde dernekleri bireysel olarak Avusturya’daki yasal durum hakkında bilgilendirmek istediklerini açıkladı. 'Bu, çatışmaların Türkiye’den Avusturya’ya nasıl sürüklendiğini ve burada sokaklara taşındığının bir sembolüdür. Yurtdışından gelen etkilere tahammül etmeyiz. Bizim için kesinlikle kabul edilemez, biz bunu böyle bırakmayacağız' açıklaması iki ÖVP bakanı tarafından yapıldı. 

Ancak Raab ve Nehammer, İçişleri Bakanlığı ve Anayasa Koruma Dairesi temsilcileri ile ÖIF ve İslam uzmanlarından entegrasyon uzmanları ile bir yuvarlak masa toplantısı yapılacağı öğrenildi.”

+49-VİYANA

Kaynak: www.yenivatan.at