Geçtiğimiz aylarda yapılan bir sokak röportajında halka ekonomik gidişat hakkında ne düşündükleri soruldu. Röportaja katılan bir adam, hükümete ve halka “İnsanca yaşamak farklı, aç olmamak farklı” diyerek isyan etti.

Adam, yönetilen soru karşısında şunları söyledi:

“700 yıl boyunca padişahın kulu, kölesi, malıydık. Onun için pirinci kaynatır, çorbasını içerdik, iki kaşık tarhanayı kaynatır içerdik. Bunu insanca yaşamak sanırdık. Yemedik, içmedik, görmedik, gezmedik. Bilmediğimiz için bu coğrafyayı cennet sanıyoruz. Çünkü hiç bir yeri görmedik, uçak parasını verecek paramız yok. Biz loru peynir sanıyoruz çünkü parmesanı, mozarellayı, gravyeri yememişiz. Çünkü bize vermemişler ve alamamışız. Burada insanca yaşayan bir kişi yok. Halinden memnun olanlarda kölelikten memnun olanlar. Onlarda hayatında yurt dışına çıkmamış, insanların ne yediğini, ne içtiğini, ne giydiğini nasıl yaşadığını bilmiyor.

Bizim IQ derecemiz kaç biliyor musun? 90, 89 geri zekalılık seviyesi. Sen bu toplumdan ne bekliyorsun? Hayatında somon yememiş insanlar var. Hani İstiklal Marşı'nda 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım' diyor ya, yalan. Biz padişahın kulu kölesi ve malıydık. Canımız, malımız ve namusumuz onundu. İsterse malımıza el koyuyordu, isterse canımızı vurduruyordu, isterse yatağımızdaki karımızı alıp koynuna sokuyordu. Bu toplumda hiçbir şey değişmez daha da kötüye gider. Bunun için hiçbir şey  tartışmayalım. Bizim IQ'muz 90, 100 olmaz. Bu halk bunlara layık. Böyle gelip gidecek.

Biz Avrupa'nın hizmetçisiyiz. Buradaki insanların hepsi aç. Karnım doyuyor diyende kölelikteki yaşam tarzında. Ben yüz tane hayvan bakıyorum onlarında karnı tok. Bizim toplumumuz böyle 'Gerekirse soğan ekmek yiyeceğiz' diyor. Efendileri bin odalı saraylarda yaşasın., ejder meyvesi yesin, hanımları 25 bin dolarlık çanta alsın diye soğan ekmek yemeyi kabul ediyorlar. Ben kabul etmiyorum ben insanım, insanca yaşayacağım.”