Tayvan ajansı CNA'nın haberine göre, ziyarette Almanya ve Tayvan arasında eğitim alanında bilimsel ve teknolojik işbirliği anlaşması imzalandı.

Tayvan Ulusal Bilim ve Teknoloji Konseyinden (NSTC) sorumlu Bakan Wu Tsung-tsong da anlaşmayla tarafların, yapay zeka uygulamaları, yarı iletkenler, entegre devre tasarımı, otomobil üretimi, hidrojen enerjisi, eğitim ve özellikle Çince dil eğitimi alanında işbirliğini geliştireceğini belirtti.

Bakan Stark-Watzinger, imza töreninde yaptığı konuşmada, Tayvan'ın, Almanya'nın önemli işbirliği ortağı olduğunu, iki tarafın, "demokrasi, şeffaflık, açıklık ve özgürlük" ortak değerlerini paylaştığını vurguladı.

Stark-Watzinger başkanlığındaki 14 kişilik Alman heyeti, 2 günlük ziyaretlerinde Tayvan'da üniversiteleri, meslek okullarını ve araştırma laboratuvarlarını ziyaret edecek, ayrıca Tayvan Eğitim Bakanı Wen-chung ile görüşecek.

Alman Hür Demokrat Partisi (FDP) üyesi Stark-Watzinger, 26 yıl aradan sonra ülkesinden Tayvan'ı ziyaret eden bakan düzeyindeki ilk yetkili oldu. 1997'de dönemin Almanya Ekonomi Bakanı Guenter Rexrodt, Ada'yı ziyaret etmişti.

Çin'den tepki

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, Pekin'de düzenlediği olağan basın toplantısında, Alman Bakan'ın ziyaretine karşı olduklarını ve diplomatik kanallardan protesto ettiklerini belirtti.

Tayvan sorununun Çin'in egemenliği ve toprak bütünlüğüyle ilgili olduğunu, temel çıkarlarının merkezinde yer aldığını vurgulayan Sözcü Vang, "Dünyada yalnızca tek Çin vardır ve Tayvan onun ayrılmaz parçasıdır. Tek Çin ilkesi, uluslararası ilişkilerin evrensel olarak kabul edilmiş normu ve Çin-Almanya ilişkilerinin siyasi temelidir." dedi.

Vang, Almanya'ya, "tek Çin ilkesine uyma", "Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçlere yanlış mesaj vermeme", "Tayvan sorununu Çin'in iç işlerine karışmanın bahanesi olarak kullanmama" çağrısında bulundu.

Çin'in topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949'dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasındaki ayrılık ve egemenlik ihtilafı hala devam ediyor.

Pekin, "tek Çin" ilkesini vurgulayarak, Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkileri kesmesini şart koşuyor.