Almanya’da Şam yönetimi hakkında suç duyurusu: Kimyasal silah saldırısı yapıldı

Almanya’da Şam yönetimi hakkında suç duyurusu: Kimyasal silah saldırısı yapıldı
Suriye'de hükümet güçlerinin geçmişte kimyasal saldırılar düzenlediği iddiasıyla bazı sivil toplum örgütleri Almanya’da suç duyurusunda bulundu.

Alman Der Spiegel dergisi ile Deutsche Welle’nin ortak haberinde, Avrupa’daki “Open Society Justice Initiative”, “Syrian Archive” ve “Syrian Center for Media and Freedom of Expression” adlı sivil toplum örgütlerinin (STK), birkaç yıldan beri yaptıkları araştırmayla Ağustos 2013’te Doğu Guta ve Nisan 2017’de Han Şeyhun bölgelerindeki kimyasal silah saldırısına ilişkin binlerce sayfa kanıt topladığı belirtildi.

Söz konusu STK’lerin Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına ilişkin ekim ayında Almanya’nın Karlsruhe kentinde bulunan Federal Savcılığa suç duyurusunda bulunduğu aktarılan haberde, Beşar Esad rejimine karşı kanıtların çok ciddi olduğu vurgulandı.

Haberde, STK’lerin 2013’teki saldırıdan Suriye rejimine bağlı 10 kişiyi sorumlu tuttuğu ifade edilerek bunlardan birinin o dönem Suriye Bilimsel Çalışma ve Araştırma Merkezinde 450'nci bölümü yöneten 60 yaşındaki Tuğgeneral Hassan Abbas olduğu yazıldı.

Abbas’ın Doğu Guta’ya saldırı yapılmadan önce kimyasal silah taşıyan füzelerin yüklenmesini denetlediği bilgisi paylaşılan haberde, Avrupa Birliği’nin (AB) de Abbas’ı bu saldırının organizatörlerinden biri olarak gördüğü kaydedildi.

KİMYASAL SİLAH FÜZELERİ 

A.A.'nın haberine göre, insan hakları savunucuları bu saldırının sorumluları olarak Beşar Esad’ı ve çevresini gösterdi. Rejime sırtını dönen bir asker, kimyasal saldırının emrini Beşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad'ın verdiğini söyledi.

Mahir Esad’ın kimyasal saldırı emrini nasıl vermiş olabileceğine ilişkin belgelerin Başsavcılığa verildiği aktarılan haberde şu ifadeler dikkat çekti: 

“Buna göre, Beşar Esead’ın kardeşi Mahir, operasyon düzeyinde saldırı için emir verdi. Sonra Suriye Bilimsel Çalışma ve Araştırma Merkezinde bir elit birim, füze başlıklarını kimyasal silahla doldurdu. En sonunda da 155. Füze Tugayı doğrudan Mahir Esad’ın gözetiminde füzeleri karadan ateşledi.”

Open Society Justice İnisiyatifinden avukat Steve Kostas, Beşar Esad’ın saldırılardaki karar alma sürecine katıldığı yönünde kanıtlarasahip olduklarını belirterek, ”Esad’iın sarin gazı saldırılarına karıştığına dair bazı bilgilere sahip olduğumuz kesin“ dedi.

Haberde, rejimin bu iddiaları reddettiği ancak 7 yıl önce Birleşmiş Milletlerden (BM) bir yetkilinin Mahir Esad’ın saldırıya dahil olabileceğine dair ipuçlarının bulunduğunu aktardığı anımsatıldı.

KIYAMET GÜNÜ GİBİYDİ 

Federal Savcılığa yapılan suç duyurusunda, tanık ifadelerinin bulunduğu aktarılan haberde, Doğu Guta’da bir hastanede çalışan 4 çocuk annesi Eman F. adlı hemşirenin Ağustos 2013’te gerçekleşen saldırıyla ilgili “Kıyamet günü gibiydi, insanlar sanki üzerlerine böcek ilacı sıkılmış karıncalar gibi ölmüştü” ifadesine yer verildi.

Salim Namour adlı bir doktor da Doğu Guta’ya yapılan saldırıdan sonra doktorların hastaneye çağrıldığını, hastaneye vardığında her yerde yaralı insanlar gördüğünü ancak dışardan herhangi bir yara izine rastlamadığını vurgulayarak, “Nefes almaya çalışan, ani kasılma yaşayan insanlar. İnsanların ağzından tükürükler akıyordu” dedi.

Namour, insanların üzerinden giysilerini çıkardıklarını ve suyla yıkadıklarını anımsayarak, yaralılara panzehir olarak Antropin enjekte ettiklerini ve onları solunum cihazına bağladıklarını anlattı. Ertesi güne kadar insanların hayatını kurtarmak için mücadele ettiklerini ifade eden Namour, her şeyin bunun zehirli gaz saldırısı olduğunu gösterdiğini kaydetti. 

Haberde, Avrupa’da gizli bir yerde yaşayan Namour’un incelenmesi için kanından ve saçından numuneleri uzmanlara verdiği bilgisi paylaşıldı.

SAVCILIĞA YENİ KANITLAR 

Suç duyurusunda bulunan STK’lerin gelecek günlerde 2013 ve 2017’deki kimyasal saldırıya ilişkin yeni kanıtları, Federal Savcılığa sunacağı belirtilen haberde, davanın açılması durumunda şimdiye kadar 17 kişinin ifade vermeye hazır olduğu bildirildi.

Federal Savcılıktan yapılan açıklamada ise suç duyurusunun ciddiye alındığına işaret edildi. Açıklamada, bu şikâyetin savcılıkta savaş suçları biriminde 2011’den beri yürütülen soruşturmaya dahil edileceği kaydedildi.

Savcıların, Suriye rejimi tarafından sistematik olarak işlenen savaş ve insanlığa karşı suçlara ilişkin kanıt toplandığı aktarılan açıklamada, paralel yürüyen bir davada ise terör örgütü DEAŞ’ın işlediği suçlarla ilgili bilgilerin toplandığı da vurgulandı.

Açıklamada, on binlerce sayfanın dosya edildiği bilgisi de paylaşıldı.

+49 – BERLİN

FOTO: A.A.