Alman emniyetinin “neonazi polis” skandallarıyla başı dertte: İhbar Hattı istendi
Gamalı haçlar, Hitler portreleri ve ırkçı cinayet fantezileri: Kuzey Ren Vestfalya polis teşkilatındaki aşırı sağcı sohbet gruplarının ortaya çıkması ve Neonazi paylaşımları ülke çağında kamuoyunda büyük tepki görürken, uzmanlar bunun arkasında bir bütün olarak polisin yapısal bir sorunu olduğunu vurguladılar.
Kuzey Ren Vestfalya polisinde aşırı sağcı sohbet gruplarının ortaya çıkmasının ardından Bochum’da kriminolog Prof. Dr. Tobias Singelnstein, söz konusu yapıları ve kişileri ihbar edebilmek için teşkilatta bir anonim (isimsiz) raporlama prosedürünün uygulamaya girmesi gerektiğini kaydetti.
“AŞIRI SAĞ YAPIYI KİMSENİN FARKETMEDİĞİNİ SÖYLEYEMEZSİNİZ”
Alman Basın Ajansı DPA’ya göre Singelnstein “Polis içinde kimsenin böyle bir ağı fark etmediğini söyleyemezsiniz. Bugüne dek geçerli olan kurallara göre birisi bir şey fark ederse, genellikle resmi kanallar üzerinden bildirmek zorundadır. Teşkilatta meslektaşların karalanması ise takdir edilmez. Buna karşılık anonim yani isimsiz ihbar iletişim fırsatları ise yetersiz” dedi.
Kuzey Ren Vestfalya’da 5 farklı Chat odasında neonazi paylaşımlarda bulunan 29 aşırı sağcı polis memuru hakkında soruşturma başlatılmış, eyaletin İçişleri Bakanı Herbert Reul memurların görevden uzaklaştırıldığını ve haklarında disiplin işlemi başlatıldığını bildirmişti. 14 polis memuruna ise görevden el çektirileceği duyurulmuştu. Bakan Reul, söz konusu soruşturma hakkında Kuzey Ren Vestfalya eyalet parlamentosunu bilgilendirecek.
BAKAN REUL: “BEN PEYGAMBER DEĞİLİM”
Öte yandan Eyalet İçişleri Bakanı Reul, polis memurlarının bu tür olaylara tanık olmaları halinde rapor vermek zorunda kalacaklarına da işaret etti ve “Bu, görev yemininin bir parçasıdır. Birkaç memurun tüm polis kuvvetinin itibarını sarsmasına izin verilmemelidir” dedi.
Kuzey Ren Vestfalya eyalet polis teşkilatındaki aşırı sağcı sohbet gruplarının boyutunun henüz öngörülemediğini belirten Reul, “Her zaman her şeyi bildiklerini iddia edenlerin aksine ben bilemiyorum. Ben peygamber değilim, kahve falı da bakmıyorum” diye konuştu.
ALMANYA ÇAPINDA AŞIRI SAĞ BİR AĞ VAR MI?
Öte yandan Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin içişler, politikaları uzmanı Armin Schuster, polis teşkilatında Almanya çapında bir ağdan söz edilemeyeceğini belirtti. Buna karşılık suç uzmanı Singelnstein ortaya çıkartılan sohbet gruplarının kesinlikle münferit vakalar olmadığını, yapısal bir soruna işaret ettiğini söyledi. Singelnstein, 1990’larda yapılan bir araştırmaya göre, polisin yüzde 5 ila 15 ila 20’sinin aşırı sağcı fikirleri benimseme eğiliminde olduğunu söyledi.
“GÜVEN SARSILIRSA POLİSİN TALİMATINA DA UYMAZLAR”
Singelnstein “Ne yazık ki, ilgili çalışmalar eski, acilen yeni çalışmalara ihtiyacımız var” dedi. Kriminolog, bu tür olayların polisin meşruiyetini yok ettiğini ve olumsuz bir sarmal başlatabileceğini söyledi. Polise duyulan güven ve polisin talimatlarına uyma istekliliğinde sorun yaşanacağını kaydeden uzman “NSU soruşturmasının da gösterdiği gibi, polis özellikle göçmen çevrelerinde çok fazla güveni kaybetti. Bir karşı önlem olarak, polis, personel seçerken temel bir anti-faşist ve ırkçılık karşıtı fikir birliğine öncekinden daha fazla özen göstermelidir” dedi.
BKA BAŞKANI: POLİSE GÜVEN SARSILIYOR
Federal Kriminal Dairesi (BKA) Başkanı Holger Münch, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde polisin içinde aşırı sağcı sohbet gruplarının ortaya çıkaırlmasının ardından toplumda genel bir güven kaybına karşı uyarıda bulundu. Alman polis şefi Münch, Almanya Yayın Ağı’na (RND) yaptığı açıklamada, şöyle konuştu.
“Bunlar polise olan güveni önemli ölçüde sarsan olaylardır. Aynısı verilerin polisten alındığını açıkça gösteren NSU 2.0 imzalı tehdit mektupları için de geçerlidir. Almanya’daki tüm polis gücü olarak, son hizmet noktasına kadar, güveni sürdürmek veya geri kazanmak için her şeyi yapmalıyız ve tüm açıklıkla tekrar tekrar söylemeliyiz: Aşırı sağcı fikirlerin ve aşırı sağcı davranışların poliste yeri yoktur ve nerede görülürlerse görünsünler, hukuk devletinin tüm imkânlarıyla sonuna kadar üzerlerine gidilecektir.”
Münch, BKA’nın son üç yılda söz konusu yapılarla ilgili önemli bir eşiğe ulaştığı altı vaka olduğunu bildirdi ve “Buna tahammül etmeyeceğiz” dedi.
“BİREYSEL OLDUĞUNU SÖYLEYEN İFLAH OLMAZ”
Federal Kriminal Polis Memurları Birliği Başkanı Sebastian Fiedler de konuyla ilgili bilimsel çalışmaların gerekli olduğuna işaret etti. Mecklenburg-Vorpommern, Hessen ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerindeki polis teşkilatlarındaki aşırı sağ olaylara atıfta bulunan Fiedler, Alman kamu televizyon kurumu ZDF’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bireysel vaka kelimesini ağzına alıp kullananlara artık kimse yardım edemez.”
Bir diğer kamu televizyonu olan ARD kanalında yayınlanan haber programı Tagesthemen’e de açıklamalar yapan Fiedler şöyle konuştu: “Almanya’daki herhangi bir eyaletin içişleri bakanı, kendi eyaletinin bu tür unsurlardan muaf olduğuna inanıyorsa, iflah olmaz derecede saftır.” Birlik Başkanı Fiedler, bir dizi önlem çağrısında da bulundu.
Federal Meclis’teki Yeşil politikacılar da eyaletlerin içişleri bakanları kurulunda, güvenlik birimlerinde anayasaya aykırı tutum ve düşüncelerin yayılmasına ilişkin bağımsız bilimsel çalışmalar yürütülmesi konusunda karar çıkmasını talep ettiler. Federal Meclis’teki Yeşillerin içişleri politikaları sözcüsü Irene Mihaliç, Tagesspiegel gazetesine yaptığı açıklamada “Sadece bireysel davalarla uğraştığımıza artık neredeyse hiç kimse inanmıyor” dedi.
Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in, şimdiye kadar bu tür inceleme ve araştırmalara karşı olduğu biliniyor.
+49 - BERLİN
FOTO: Picture Alliance / Marcel Kusch / DPA