DOKU Derneği Başkanı Çidem: Toprağı korumak için harekete geçme zamanı

DOKU Derneği Başkanı Çidem: Toprağı korumak için harekete geçme zamanı

Birleşmiş Milletler, “Dünya Toprak Günü” kapsamında farkındalık yaratıyor. DOKU Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, canlıların hayatının varlığı sürekliliği için vazgeçilmez konumda bulunan toprağın önemine ilişkin açıklamalar yaptı.

5 Aralık Dünya Toprak Günü, 2014'ten bu yana her yıl toprağın önemi konusunda farkındalık yaratmak, toprağın korunmasını ve sürdürülebilir arazi yönetimini teşvik etmek için kutlanıyor. Söz konusu günle, toprağın gıda sağlama, ekosistemleri destekleme, iklim değişikliğini azaltmadaki rolünün anlatılmasının yanı sıra toprak bozulmasının yol açabileceği erozyon, organik madde kaybı ve toprak verimliliğinde azalma gibi önemli çevresel sorunlar konusunda farkındalığı artırmak hedefleniyor.

1.jpg

Konu hakkında Her geçen gün toprak varlıklarımız, orman ve meralarımızda kayıplar yaşarken, Kutlayalım mı?” diyen Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem, gün hakkında toplumu bilgilendirdi.

Çidem, “Kutlamak yerine korumak, bilinç ve farkındalık oluşturmak için acil önlemler almak gerekiyor” diyerek toprağın önemi hakkında şu açıklamalarda bulundu:

Doğada var olan tüm canlıların, milyonlarca yıldır yaşam kaynağı ve yaşam alanının toprak olduğunu belirterek, "Bir ekip, bin aldığımız” tarım toprakları sayesinde varlığımızı bugünlere kadar sürdürebildik. 1 santim tarım toprağı, yaklaşık 600-700 yılda oluşuyor. Tarımın da en az 30 santim yapıldığı düşünülürse, 20-30 bin yılda oluşan tarım toprağı, günlük çıkarlar uğruna, geleceği düşünmeden yok ediliyor. Unutmamak gerekir ki, toprağı koruyarak yaşanabilir bir gelecek mümkün olacaktır. Mevcut yasalar aslında buna uygun. Sadece etkin adli ve idari yaptırımları uygulamak yeterli.

2.jpg

Yasaların yanı sıra eğitim kurumlarında da toprağın önemini vurgulayan eğitimler verilmeli ve öğretilmelidir. Toprağın üstünde olduğu kadar altında da yaşam var. Dünyadaki biyoçeşitliliğin en az dörtte biri toprağın altında yaşıyor. Toprak solucanı, bakteri ve mantar gibi küçük organizmalar, bitki köklerinin de yardımıyla bitkilerin besinleri almasını kolaylaştırırken, toprak yüzeyinin üstündeki biyoçeşitliliği de koruyorlar.

TOPRAĞIN ALTINDA GEÇMİŞİMİZ YAŞIYOR

Kırklareli Aşağıpınar kazı alanında bulunan arkeolojik verilere bakıldığında, bu topraklarda yaklaşık 8500 yıldır tarım yapılıyor. Birçok medeniyetin varlığını sürdürmesine vesile olmuş bu toprakların, binlerce yıl sonra geleceklerin de varlığını da sürdürebilmesi için, çok büyük sorumluluğumuz var. Kayıtsız şartsız, fakatsız amasız korumak zorundayız.

FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) yaptığı açıklamada, Dünyada açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalan yaklaşık 1 milyar insan bulunduğunu “nüfus artışı gıda üretiminde yaklaşık yüzde 60’lık bir büyümeyi de zorunlu kılacağını. Küresel toprak kaynaklarının yüzde 33’ünün verimsiz durumda olduğunu belirterek, “insanların toprak üzerindeki uygulamaları, toprağın temel işlevlerini azaltacak ya da tüketecek kadar kritik düzeylere gelmiş durumda” 2050’de küresel düzeyde kişi başına düşen ekilebilir ve verimli arazi 1960’taki düzeyin yalnızca dörtte biri olacak diyor.

4.jpg

SGK verileri de kayıtlı çiftçi sayısının son yıllarda giderek düştüğünü ortaya koyuyor. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2011 yılında 1 milyon 122 bine düştü.

Çiftçi sayısı 2021 yılı sonu itibariyle 512 bine kadar geriledi. Bu da son 5 yılda çiftçi sayısının yüzde 28,7 son 10 yılda yaklaşık yüzde 55 azaldığını gösteriyor. Çiftçi üretimden uzaklaştıkça, ithal ürünlere yönelmek zorunda kalıyoruz. Varlığımızı ve ülke bütünlüğünü korumak için üretmeliyiz. Üretenleri desteklemeliyiz.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 21 Mart 1923 te Adanalı çiftçilerle yaptığı toplantıda “Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sabanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık.” diyor. Varlığımızı ve vatanımızı borçlu olduğumuz çiftçilerimizi tekrar toprakla buluşturmak için geç olmadan adımlar atmalıyız.

3.jpg

ANAYASAMIZ TOPRAK VARLIĞIMIZI GÜVENCE ALTINA ALMIŞTIR

MADDE: 44 -Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır.

MADDE: 45 -Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Toprağın yok olmasına olur ve onay verenlere, göz yumanlara bir hatırlatma. Unutmayın ki, bu dünya 3 günlük.. Dün, Bugün ve yarın. Dün geldik. Bugün yaşadık. Yarın gidiyoruz. Gideceğimiz yer toprak ananın bağrıdır. Sonsuza kadar bağrında kalacağımız toprak anaya saygı insan olmanın gereğidir. Büyük usta Âşık Veysel’i de dünya toprak gününde saygıyla anıyorum.

“Havaya bakarsam hava alırım

Toprağa bakarsam dua alırım

Topraktan ayrılsam nerde kalırım

Benim sadık yârim kara topraktır”

5.jpg

HABERE YORUM KAT