Artı49 farkıyla: AB'den Polonya'ya 137 milyarlık yardımın arkasında savaş planı mı var

Artı49 farkıyla: AB'den Polonya'ya 137 milyarlık yardımın arkasında savaş planı mı var

Polonya için geçtiğimiz yıl durdurulan Avrupa Birliği karşılıksız yardım, kredi ve fon aktarımlarının yeniden başladı ve 137 milyar euro sözü verildi. Peki, AB’nin bu hamlesinin arkasında savaş planı mı var?

Geçen Cuma günü Avrupa Birliği Dönem Başkanı Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Polonya Başbakanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından gerçekleştirilen bir basın toplantısında dikkat çeken bir açıklama yapıldı.

Ursula von der Leyen tarafından yapılan açıklama, gelecek hafta içinde resmileştirilecek bir kararla, Polonya için geçen yıl durdurulan Avrupa Birliği karşılıksız yardım, kredi ve fon aktarımlarının yeniden başlayacağı yönündeydi.

Para musluklarının açılacağı haberi Polonya ve Doğu Avrupa basınında “Polonya’ya Euro yağmuru başlıyor” manşetleriyle yer aldı.

Gerçekten de haber basında büyütüldüğü kadar önemli: Çünkü Polonya, tarihinin en büyük fon aktarımına kavuşuyor. Bu açıklamaya göre, Polonya’ya 2027 yılına kadar toplam 137 Milyar euro girecek.

Bu miktarın 25,3 milyar eurosu karşılıksız, yani geri ödenmemek üzere yardım, 34,5 milyar euro çok elverişli koşullarda kredi ve 2027 yılına kadar ödenmesi gereken 76 milyar euro da kalkınma fonu desteği.

Böylece Polonya üç yıl içinde 137 milyar euro gibi dev ölçekli bir sermaye girişine kavuşacak.

Polonya bunun dışında Avrupa Birliği’nden hali hazırda 22 milyar euroluk tarım desteği de alıyor.

BRÜKSEL VARŞOVA’YA PARA MUSLUKLARINI NEDEN AÇTI?

Avrupa Birliği Polonya’ya yönelik tüm mali yardımları ve fon desteğini ülkede, 2023 yılındaki seçimlere kadar iktidarda olan muhafazakâr hükümetin "hukuk devletine ve temel haklara zarar veren uygulamalarını" gerekçe gösterip durdurmuştu.

Bu uygulamaların başında da mahkemeleri, hükümetin müdahalelerine açık hale getiren yargı reformu ve basının özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırmakla eleştirilen hükümet politikası geliyordu. Yani öyle açıklanıyordu.

Devlet televizyon ve radyoları hükümet çizgisinde yayın yapmaya başlamış, basın üzerinde de yaptırımlar gündeme gelmiş, Polonya ulusal basın sektörü baskı ve teşviklerle hükümet tarafından “yandaş basın” haline getirilmişti.

Avrupa Birliği bu gelişmeler üzerine Polonya’ya verilen AB yardım ve desteklerini tamamen kesmişti.

2023 yılının Ekim ayında yapılan ve rekor oy kullanma oranına ulaşılan seçimlerde ülkeyi sekiz yıldır yöneten Jaroslaw Kaczynski liderliğindeki muhafazakar PIS partisi her ne kadar en çok oy alan parti olma konumunu korumayı başardı. Polonya meclisinde çoğunluğu elde edemedi.

BBC Türkçe’den Tarık Demirkan’ın yazısına göre, Avrupa Birliği’nin Polonya’ya destek vermesinin nedeni şöyle:

Bir zamanlar Avrupa Konseyi başkanlığı da yapan, ancak seçim öncesi Polonya siyasetine geri dönen Sosyal demokrat Donald Tusk’un liderliğinde bir araya gelen muhalefet ise mecliste çoğunluğu sağlayarak hükümeti kurdu.

Donald Tusk hükümeti ülkede bir önceki hükümetin verdiği "ağır zararları" ortadan kaldırmak için çok hızlı bir programla işe başlamıştı.

Bir gecede devlet televizyon ve medyasında ciddi değişiklikler yapılmış, devlet televizyon ve radyolarına "özgür haber yapma olanakları" yaratılmıştı.

Ardından yolsuzluklarla mücadele kapsamında, aralarında eski İçişleri Bakanı ve yardımcısının da bulunduğu bazı siyasetçiler yargı önüne getirilmiş ve tutuklanmışlardı.

Avrupa Birliği’nin Polonya’ya verdiği mali desteklere yeniden başlamasının gerisinde yatan nedenler, işte yeni Polonya hükümetinin attığı bu adımlar.

Peki, gerçekten Avrupa Birliği Polonya’ya yardımı sırf yolsuzluklarla mücadele ve medya konusunda attığı adımlar nedeniyle mi verdi?

Rusya ile Avrupa Birliği ve NATO ilişkilerine bakmak önemli olabilir.

Bu gerilimde tarihi Ortadoğu savaşı gibi, Ukrayna gibi kritik gelişmelerden alabiliriz ancak, daha özet anlatabilmek adına Finlandiya’nın NATO üyeliğinden de başlayabiliriz.

Rusya, başından beri Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşıydı.

Finlandiya'nın Rusya ile 1.340 km'lik (832 mil) bir sınırı vardır ve bu sınır, NATO'nun Rusya ile olan sınırını iki katından fazla.

Finlandiya'nın NATO üyeliği sonrası Rusya buna karşı gerekli adımlar atacağını belirtip "Batı ve kuzey batı yönünde askeri potansiyelimizi güçlendireceğiz” çıkışını yapmıştı.

Polonya ise Finlandiya’ya destek olmak için Finlandiya - Rusya sınırına bir grup Polonya askerinin gönderileceğini duyurmuştu.

Rusya ise son birkaç ayda gelişen Finlandiya ve Polonya hamlelerinden sonra bu iki ülkeyi gerilimi tırmandırmaya çalışmakla suçlamıştı.

Polonya ise iki ay önce Beyaz Saray'ın Ukrayna'yı desteklemeye ayıracak parası tükenirken, Rusya'nın 36 aydan kısa süre içinde Batı'ya saldırabileceği uyarısında bulundu.

Rusya ile gerilimi son günlerde zirveye ulaşan Polonya’ya Avrupa Birliği’nden 137 milyarlık yardımın yapılması “para hamlesinin arkasında savaş planı mı var?” sorusunu akla getirdi.

HABERE YORUM KAT