Antika sapıklığın pençesinde...
Ön Asya, İsrail-ABD planına göre düzleniyor: Putin’le anlaşma sağlandı, Suriye HTŞ’ye teslim edildi, silahlı Kürt grupların “ıslahat” çalışmalarında yol alındı. Böylelikle İran ile Şii Lübnan Hizbullahı’nın arasındaki “Şii Koridoru” ortadan kaldırıldı...
O halde sırada İran var…
Neden İran?
Öncelikle, İran, İsrail açısından birincil tehditlerden en önemlisi olarak görülüyor. Nükleer programını sürdüren ve kendi uzun menzilli füzelerini geliştirmiş olan İran, mesela Türkiye gibi lafzi bir seviyede kalan “İsrail karşıtlığı”nın ötesinde, hakiki bir tehdit gerçekten.
Evet, Türkiye ve İsrail arasındaki tamamen lafzi düzeyde kalan bir atışma var ve bu atışmanın kendisi, her iki ülkenin tepesine çöreklenmiş geçici iktidarlar açısından bir iç siyaset malzemesi olarak son derece kullanışlı. Perdeye yansıtılan Hacivat-Karagöz atışmasının ardında, "gölge oyunu"nun gölgelik kısmında işler tıkır tıkır yürüyor.
Diğer İslam ülkeleri açısından da durum pek farklı değil. Bütün askerî silahları, zırhlı araçları, uçak filosu, donanması uyduruk “devrim" müsameresi sırasında İsrail tarafından tahrip edilmiş olan Suriye, üstelik yine o “devrim" müsameresinde toprakları işgal edilmiş olmasına rağmen sesini yükseltip İsrail’e hakkiki bir tavır koyamıyor. (İlhak edildiği İsrail tarafından resmen açıklanan Golan Tepeleri mevzusunu hiç sayılmıyor bile.)
Mısır çok daha dürüst!
Suudiler ve Körfez'in petrol zengini "Emir"leri, keza, İsrail - ABD planının bir parçası olarak hareket ediyor. Suudiler yeni muktedir "Prens" ile birlikte doktrin değişikliğine giderek Şia'yı "baş düşman" ilan etmiş bulunuyordu. Diğer petrol zenginleri bir doktrine bile ihtiyaç duymuyor. İsrail’in Arap Yarımadası'ndan yana en ufak bir derdi yok.
Sisi ile dengeyi sağlamış olan Mısır, Türkiye ile karşılaştırıldığında çok daha “dürüst” bir siyasetle İsrail-ABD çizgisinde konumlanıyor.
Geriye Yemen’deki bir avuç cenvager ile, esas derdi kendi varlığını tahkim etmek olan İran rejimi kalıyor. Evet, İran’daki Molla rejiminin İsrail düşmanlığı insani kaygılar etrafında falan şekillenmiyor. Mollalar siyasi meşruiyet kaynağı olarak kullanmak üzere listeye İsrail düşmanlığını da yazıyor.
50 küsur bin Filistinli sivil, binlerce çocuk, hayatını kaybetmiş, ne gam! Siyaset irini her çatlağı bulup, Filistin meselesini tüm gerici iktidarlar için kullanışlı bir alet haline getiriyor.
Öte yandan, Suriye’deki Esad Rejimi’ni ortadan kaldırmış olmak, İsrail’in bölgesel hedefleri açısından mutlak ve büyük bir zafer sayılmaz. Medeniyetin geldiği mevcut aşamada, insanlığın ulaştığı inanılmaz teknolojik hızda, üstelik ABD gibi bir süper gücü tüm lobileriyle ortak tutmuş halde, antika çağların rivayetlerini / hurafelerini kendine rehber edinebilen Siyonist sapıklık, İsrail’in tepesine hakim vaziyette. O antika rivayet ve hurafeler, eski kandaş kavimlerin torunlarının Filistin soykırımına yöneltiyor ve tüm bir bölge üzerinde, sonuçları kaçınılmaz bir felaket anlamına gelecek olan savaş tehdidini canlı tutuyor.
Üstelik konu sadece İsrail’in İran’ı bir tehdit olarak görmesi ve karşılıklı bir kayıkçı kavgasına girmiş olması ile sınırlı değil. Başka deyişle, İran sadece İran değildir...
Putin'in senaryosu
Ukrayna’yı - şimdilik - fedan ederek Suriye’yi alan Batı, oyunu sadece bir perdesinin kapandığını biliyor olmalı. Eskinin “Büyük Rus Şovenizmi”ni kendi mevcudiyetinde yeniden canlandıran Putin'în kendi senaryosuna da sahip olduğundan kim kuşku duyabilir?
Ve Çin…
İran’la bir çeşit müttefiklik ilişkisi kurmuş olan Çin’in, dünyanın herhangi bir bölgesinde, pervasız ABD hamlelerine tepkisiz kalması beklenebilir mi? – hele İran’a yönelik…
Kaldı ki; Trump’ın sahne şovu seviyesinde gerçekleştirdiği vergi hamleleri, tabir-i caiz ise basit birkaç Bruce Lee hareketi ile boşa düşürdükten sonra yeni hamlelere hazırlanan dünyanın kesintisiz en eski medeniyetinden söz ediyoruz. O halde gelecek perdede sahne epey karışacak diyebiliriz.
Peki, daha makul bir alternatif mümkün mü?
Açıkçası, tüm şuursuz hamleleriyle, büyüttükleri nefret söylemiyle ve aslında kendi bekalarından başka hiçbir “dava” gütmeyen siyasetleriyle mevcut iktidarlar sadece “düşman” cephedeki muadillerini besliyor ve büyütüyorlar. Bölgede makul bir alternatifin inşası bu gerici iktidarların, başta İsrail olmak üzere, yıkımından geçiyor.
Başka deyişle, bölge halkları ya gerici iktidarları yıkıp kendi insanî geleceğini yaratacak ya da Armageddon’un yıkımına uğrayacak.
ARTI49