Cinsel tacizden 3 yıl 9 ay ceza alan sanık serbest

Cinsel tacizden 3 yıl 9 ay ceza alan sanık serbest

Diyarbakır'da 13 yaşındaki erkek çocuğa sosyal medyadan cinsel içerikli mesajlar gönderen sanık 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı ve tahliye edildi.

DİYARBAKIR - Diyarbakır'da geçen şubat ayında 13 yaşındaki erkek çocuğa cinsel istismarda bulunmak isteyen, ancak çocuğun babasının şikayeti üzerine yakalanıp tutuklanan güvenlik görevlisi 33 yaşındaki M.A., 59 gün tutuklu kaldıktan sonra 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edildi.

Diyarbakır'da yaşayan 35 yaşındaki S.Ö., Şubat ayında 13 yaşındaki oğlu B.Ö.'nün sosyal medya hesaplarını incelerken, bir bankanın para taşıma işinde kullanılan zıhlı araçta güvenlik görevlisi 33 yaşındaki M.A. ile mesajlaştığını gördü. M.A.'nın oğlu ile cinsel içerikli mesalar paylaştığını ve buluşmak istediğini gören S.Ö., çocuğunun hesabından yazışmaya devam etti ve buluşmak için sözleşti. Çocukla buluşacağını düşünen M.A., buluşma günü küçük çocuğun yerine babasının geldiğini görünce, para taşıma işinde kullanılan zırhlı araçla kaçarak uzaklaştı. Polis merkezine giden baba S.Ö. şikayetçi olurken, operasyon yapan polis, evli 3 çocuk babası M.A.'yı, gözaltına aldı.

15 GÜNDE DAVA AÇILDI, 8 YIL HAPİS CEZASI İSTENDİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlatırken, şüpheli M.A. çıkarıldığı adli mercilerce 28 Şubat günü tutuklandı. 15 gün içinde hakkında iddianame hazırlanan M.A.'nın "Çocuğun cinsel istismarı" suçundan 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Şüphelinin Ocak ayından beri yazıştığı mağdur ile buluşmak üzere 25 Şubat günü buluşma noktasına gittiğini belirten savcı, M.A.'nın mağdurun babasını görmesi üzerine kaçtığını belirtti. Şüphelinin 15 yaşından küçük mağdura, "Seni istiyorum. Eve gideceğiz. İlk başta 50 lira vereceğim. Ondan sonra 100 lira vereceğim. Sen istediklerimi verirsen ne kadar istersen veririm. Seni gerçekten çok beğendim. Eğer anlaşırsak, seversek birbirimizi herşeyi yaparım" diye yazdığını kaydeden savcı, mağdurun sohbet sırasında 13 yaşında olduğunu belirttiğini de vurguladı. Şüphelinin 15 yaşından küçük olan mağdur ile cinsel ilişkiye girme amacını açıkça ifade ettiğini belirten savcı, M.A.'nın kaçtıktan sonra görüşmeleri yaptığı cep telefonunu yok ettiğini ifade etti.

'YETİŞKİN KADIN OLDUĞUNU SANDIM'

İddianamenin kabulünün ardından tutuklu sanık M.A.'nın yargılamasına 31 Mart günü Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İfadesi alınan sanık M.A şöyle dedi:

"Facebookta gördüğüm kişinin yetişkin kadın olduğunu sandım. Yaşını sorduğumda 13 olduğunu söyledi. Emin olmak için telefonunu istedim. Sosyal medyada benimle dalga geçildiğini sanıp, buluşmaya karar verdim. Buluşma yerine bankanın aracı ile gittim. Bu sırada çocuğu görüp küçük olduğunu anladım. Babasının görmesi üzerine olay yerinden kaçtım."

59 GÜNDE TAHLİYE EDİLDİ

Davanın ilk celsesinde görüşünü açıklayan savcı, sanık M.A.'nın "Çocuğun cinsel istismarı" yerine "cinsel taciz" suçundan 3 aydan iki yıla kadar hapisle cezalandırılmasını ve tahliyesini talep etti. Davanın ikinci celsesinde görüşünü değiştiren savcı, bu kez sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Son celsede kararını açıklayan mahkeme, sanık M.A.'yı "Cinsel taciz" suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın cezasında indirim yapmayan mahkeme, tutuklulukta geçirdiği süre ve kaçma şüphesi bulunmaması nedeniyle tahliyesine karar verdi. Sanık M.A. 59 günlük tutukluluktan sonra tahliye edildi.

BAKANLIK İSTİNAF MAHKEMESİ'NE BAŞVURDU

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu savunarak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf başvurusu yaptı. Dilekçesinde olayın başından beri suçun mahiyetinde hataya düşüldüğünü savunan Bakanlık avukatı Remzi Atalay şunları söyledi:

"Çocuklara karşı hertürlü cinsel davranış istismardır. Cinsel taciz suçu ile kurulan hükmün kaldırılması gerekmektedir. Eylem taciz değil, cinsel istismar suçu kapsamında kalmaktadır. Cinsel istismar suçunun oluşması için çocuğa yönelik olarak cinsel bir davranışın gerçekleştirilmesi yeterli olup, bunun aynı zamanda vücut dokunulmazlığını ihlal etmiş olması gibi bir zorunluluk aranmamalıdır. Bu nedenle mahkemenin kararının kaldırılması gerekmektedir."

HABERE YORUM KAT