Avrupa’nın ikiyüzlü laiklik anlayışı

Avrupa’nın ikiyüzlü laiklik anlayışı

Almanya ve Avusturya’da birçok okulda ve mahkemede başörtüsü yasak ama haç serbest. 

OKTAN ERDİKMEN - Geçtiğimiz hafta Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz, ülke genelinde kamu çalışanlarına başörtüsü yasağı getirmek üzere harekete geçti. Uyumu baltalamak için elinden geleni yapan bir uyum bakanı. Bir taraftan 'Avusturya laik bir ülke' diyerek, öğretmenlerin derse başörtüsü ile girmemeleri gerektiğini savunuyor. Diğer taraftan da Avusturya’da okullarda bulunan haç işaretinin kalacağını söylüyor.

Avusturya halkının yüzde 76’sı, anasınıflarında ve okullarda haç işaretinin bulunmasını destekliyor. Yüzde 16’sı ise karşı. Öte yandan düzenli olarak kiliseye gidenlerin oranı sadece yüzde 13. Üç Avusturyalıdan biri, ‘Hristiyanım ama kilise benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor’ diyor.

Yani Avusturyalılar çok inançlı Hristiyanlar olmasalar bile haçın okullarda bulunmasını destekliyorlar. Çünkü terörle, mültecilerle birlikte düşündükleri İslam olgusuna karşı haç simgesini, Batı medeniyetinin bir sembolü olarak görüyorlar. 

Başörtüsüne karşı bu son tutum, Avrupalı siyasetçilerin ikiyüzlü bir laiklik anlayışı sergilediklerinin ilk örneği değil. 

Almanya'da okullarda ve mahkemelerde haç

Almanya’da da Bavyera eyaletinde mahkemelerde ve okullarda haç işareti var.

Münih’te devam eden NSU davasında, Müslümanları öldüren bir terör hücresi zanlısını yargılayan mahkemenin duvarında haç asılı duruyor. Geçtiğimiz yıllarda mahkemeyi izleyen CHP milletvekili Mahmut Tanal, haç işaretinin laikliğe aykırı olduğunu söylemişti. CDU’lu ve CSU’lu siyasetçiler haçın mahkemelerde kalacağı yönünde cevap vermişlerdi. 

Almanya veya Avusturya muhafazakar siyasetçileri, Müslümanlığı simgeliyor diye başörtüsüne ateş püskürürken, haç konusuna gelince hiçbir açıklama yapmadan ‘Kalacak’ diyorlar. “‘Kalacak’ çünkü bu ülkelerin sahibi biziz”. 

Hukuk ne diyor?

Almanya Federal Anayasa Mahkemesi, 1995 yılında okullardaki haç işaretiyle ilgili bir karar aldı. Burada haçın sadece dini bir sembol olmadığı belirtilmekle birlikte, toplumun tüm kesimlerini de kapsamadığı vurgulandı. Dolayısıyla okullarda haç işaretinin bulunmasını, anayasanın din özgürlüğünü ifade eden 4. maddesine (Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz) aykırı olduğu kaydedildi.

Bavyera’daki anayasa mahkemesi ise bu kararın kültür ve gelenek gibi değerler kısmını alarak, okullarda bulunmasının, yeterli ölçüde temellendirilmiş bir şikayet olmadığı sürece uygun olduğunu belirtti.

'Haç laik sembol, başörtüsü değil'

Mahkeme, haç işaretinin laik bir sembol olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. 

Yine Bavyera’da bir Müslüman kadın memurunun, mahkemelerde başörtüsü takmayla ilgili yaptığı başvuru, Augsburg İdare Mahkemesi tarafından uygun bulunmuştu. Buna rağmen CSU’lu Adalet Bakanı Bausback, kararı kabul etmediğini söyledi.

Federal Anayasa Mahkemesi başka bir kararında da, Müslüman öğretmenlerin okulda başörtüsü takabileceklerine hükmetti. Ancak birçok eyalet hükümeti buna imkan vermiyor.

Özellikle CDU’lu ve CSU’lu siyasetçiler, mahkeme kararlarını uygun bulmadıklarını bile söyleyebiliyorlar. Halkın çoğunluğu onları destekliyor diye, azınlıkların inanç özgürlüğünü hiçe sayabiliyorlar. 

“Yani bu kararı tanımıyor, saygı da duymuyorlar”. 

Bir yerlerden tanıdık geldiyse, Avrupanın ikiyüzlülüğünü yüzlerine vurmadan önce, zaman zaman biz de ikiyüzlü davranıyor muyuz, Avrupa’da Müslümanlar için istediğimiz özgürlükleri, kendi ülkemizde Hristiyanlar, Yahudiler ve ateistler için de istiyor muyuz, bu soruları kendimize sormamız lazım.

Alman Anayasası’nın 3. maddesi, “Bütün insanlar yasalar önünde eşittirler” diyor.

Ancak uygulamalar, Sovyetler Birliği'ndeki şu sözü akıllara getiriyor:

"Sovyetlerde herkes eşittir. Ancak Komünist Parti üyeleri daha eşittir".

Bu sözdeki ülkeler ve özneler yere ve zamana göre değişiyor.

Türkiye’de Sunni Türkler, Yunanistan’da Ortodoks Yunanlar, Almanya’da Katolik Almanlar diğer insanlardan daha eşit olabiliyor.

Oysa, ne zaman kendimiz için daha fazla eşitlik istemekten vazgeçersek, o zaman hepimiz daha fazla eşit olacağız…

HABERE YORUM KAT
3 Yorum