OKTAN ERDİKMEN - Türkiye’de kişisel bilgilerin korunması konusu hiç ciddiye alınmıyor. Bir bankada hesap mı açtınız, haftada bir arayıp kredi vermeye çalışıyorlar. Kaza ara Digiturk mü bağlattınız, her türlü iletişim aracını kullanıp rahatsız ediyorlar. Bir telefon hattınız mı var, hemen hemen her gün sözde avantajlı paketlerle ilgili mesaj gönderiyorlar.

Seçim döneminde düne kadar zaman zaman telefonla arıyorlardı. En son referandum öncesi kimi arasanız, ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını dinlettiler.

Örneğin bir yakınınız hasta, arayıp geçmiş olsun diyeceksiniz. Önce Cumhurbaşkanı’nın seçim propagandasını dinlemek zorundasınız.

Türkiye’de bir yerlerde tanıdığı olan herkes, istediği kişinin adresine, telefonuna, hatta nüfus kütükleri güncellendiğinden 1850 yılına kadar dedesinin dedesinin doğum yerine bile ulaşabilir.

2011 seçmen kütüğü internette, 2016 partilerde

16 Şubat 2016 tarihinde daha da vahim bir olay meydana geldi. 50 milyon Türk vatandaşının bilgileri internete yüklendi. Yüksek Seçim Kurulu’nun 2011 seçmen listeleri olduğu tahmin edilen bu veriler, 18 GB’lik bir dosya halinde torrent sitelerinde bulunuyor.

Hatta bazı bilgisayarcılar hazırladıkları özel programlarla, çapraz sorguyu da mümkün hale getirdiler. Yani isteyen istediğinin TC kimlik numarasına, adına soyadına, annesinin babasının adına, cinsiyetine, doğum yılına ve yerine, nüfusa kayıtlı olduğu şehre ve hepsinden de önemlisi açık adresine ulaşabiliyor.

Dönemin Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı, bugün başbakanlık koltuğunda oturan Binali Yıldırım ise bu dosyaların bir önemi olmadığını ve güncel değerinin bulunmadığını söylemişti.

Avrupalı Türkler boyutu

Avrupa ülkelerinde 5,6 milyon Türk kökenli insan yaşıyor. Bu sayı, Danimarka, Finlandiya, Slovakya, Norveç, İrlanda ve Hırvatistan gibi ülkelerin nüfuslarından daha fazla.

Her seçim döneminde, yurt dışında yaşayan vatandaşların önemli bir kısmının evlerine iktidar partisi tarafından mektup gönderiliyor. Son genel seçimlerde ve 16 Nisan referandumunda, AKP dışında CHP’nin ve HDP’nin de bazı bölgelerde seçmenlere mektup gönderdikleri ileri sürüldü.

Hükümet, posta parasını da vergi mükellefi vatandaşların cebinden ödemek suretiyle, bunu daha geniş imkanlarla gerçekleştirebiliyor.

Güncel adresler parti temsilcilerinin elinde

Sadece seçim dönemlerinde, Ankara merkezli bir çalışmayla mektup gönderilmesi yasalara aykırı. Ancak partiler bununla da yetinmiyor ve seçim sonrası dönemde de, vatandaşların seçmen kütüğündeki bilgileri ellerinde tutuyorlar.

Yani bugün itibariyle, mecliste grubu bulunan 4 partinin, AKP, CHP, MHP ve HDP’nin temsilcileri, istedikleri anda, Berlin’de yaşayan bir Türk vatandaşı seçmenin adresini bulabiliyorlar. Üstelik bunlar 2011 seçmen kütüğü bilgileri de değil, güncel bilgiler. 

Yüksek Seçim Kurulu’nun çifte seçmen kaydının önlenmesi dolayısıyla verdiği bu bilgiler, partiler tarafından temsilcilere açılıyor. Bazı partiler özel programlarla çapraz sorgulama imkanı da sunuyor.

Herkesin adı, soyadı, adresi, ana adı, baba adı ve doğum yeri, siyasi partilerin temsilcilerinin bilgisayarlarında kayıtlı.

Yani bir AKP yöneticisi, sosyal medyada paylaştığı mesaj nedeniyle CHP’li bir vatandaşın evinin önüne gidip bekleyebilir. Bir CHP’li, MHP’liye; HDP’li CHP’liye kızıp adresine rahatlıkla ulaşabilir ve moda deyimle ‘evinden aldırabilir’.

İsteyen partilerin Avrupa’daki teşkilatlarının başkanlarını veya yöneticilerini arayıp bu bilgileri teyit edebilir.

Üstelik bu bilgiler sadece siyasi partilerde yok. Partilerin Avrupa’daki çalışmalarını yapan dernek yöneticilerinde de var. Yani partiyle bir bağı olmayan dernek yöneticisi bile, istediği kişinin adresine istediği an ulaşabilir.

Bu durum beni rahatsız ediyor. Bu mesele, A Partisi, B Partisi meselesi değil.

Çoluğunuzun çocuğunuzun adresinin, bu kadar kolay erişilebilir olması meselesi.

Bu durum sizi de rahatsız etmiyor mu?

 

Daha fazlası için: Facebook, Twitter, Instagram, Oktan Erdikmen'in diğer yazıları