'Almanya ajanlık kisvesi altında yıldırma politikası uyguluyor'

'Almanya ajanlık kisvesi altında yıldırma politikası uyguluyor'

AK Parti İstanbul Milletvekili Yeneroğlu, "Almanya'da DİTİB imamlarının evlerine yapılan baskınların kabul edilmesi mümkün değil" dedi.

KÖLN - AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya'da casusluk yaptıkları iddiasıyla Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) imamlarının evlerinde savcılık emriyle yapılan aramalara ilişkin "Bir ajanlık ithamı kisvesi altında Almanya’da en fazla üyeye sahip bir İslami cemaate yönelik emsali görülmemiş yıldırma politikası uygulanmaktadır" dedi.

"Türk toplumunun geleceği adına da kaygılanıyorum"

DİTİB üzerindeki baskıların yeni olmadığını, ancak bunların son dönemde arttığını kaydeden Yeneroğlu, "DİTİB üzerine yürütülen baskıların DİTİB'i sindirmek amacıyla yapıldığını, burada temel mantığın DİTİB'i Türkiye'den nasıl koparırız, nasıl ehlileştiririz, nasıl burada istediğimiz gibi bölünmüş, parçalanmış hiçbir gücü olmayan bir dernek haline dönüştürürüz olduğunu düşünüyorum. Gerçekten buradaki Türk toplumunun geleceği adına da kaygılanıyorum." ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, Almanya Adalet Bakanı Heiko Mass'ın konuyla ilgili açıklamasına da değinerek, "Sözde ajanlık ithamı üzerine düzenlenen bu baskınların sadece siyasi motivasyonla yapıldığını düşünüyorum. Bunu Almanya Adalet Bakanı Heiko Mass, açıklamalarıyla çok net bir şekilde ortaya koymuştur. DİTİB'in güvenilir bir ortak olabilmesi için Ankara'dan kopması gerekiyor, tüzüğünü değiştirmesi gerekiyor demesi bir dini cemaatin iç işleyişine, tamamıyla hukuka aykırı bir biçimde ne kadar müdahale edilebildiğinin bir örneğidir." diye konuştu.

"İsnat edilen suç söz konusu değildir"

Yeneroğlu, DİTİB yetkililerinin de savcının incelemesi sürerken adeta suçu kabul eder gibi açıklamalar yapmalarının talihsiz olduğunu vurgulayarak, "Bunların kabul edilmesi söz konusu değildir. Bu konuyla ilgili hukuk devleti içerisinde, hukuk devletinin gereği olarak savcılık tahkikatını yapacaktır. Bu tahkikatın sonucunda da neyin ne olduğu ortaya çıkacaktır." dedi.

"Kesinlikle kimsenin casusluk yapması söz konusu değil"

Daha önce Almanya'da yaşayan ve avukatlık yapan Yeneroğlu, Federal Savcılık tarafından DİTİB'e yöneltilen suçlamaları şu sözlerle değerlendirdi:

"İsnat edilen suç Alman Ceza Kanunu'nun 99. maddesindeki casusluk hususuyla ilgilidir. Bana göre bunun şartları hiçbir şekilde yerine gelmemektedir. Kesinlikle burada kimsenin casusluk yapmak, bilgi toplamak veya bilgi paylaşmak gibi bir durumu söz konusu olmamıştır."

"Ajanslık kisvesi altında yıldıma politikası uygulanıyor"

DİTİB imamlarına yönelik baskınları şiddetle kınadığını belirten Yeneroğlu, "Hukuki açıdan dayanağı olmayan, bir ajanlık ithamı kisvesi altında Almanya’da en fazla üyeye sahip bir İslami cemaate yönelik emsali görülmemiş yıldırma politikası uygulanmaktadır." ifadesini kullandı.

"Amaç DİTİB'in Türkiye'den bütünüyle koparılması"

Yeneroğlu, "DİTİB imamlarının evlerinde yapılan aramalar her türlü mesnetten yoksundur. Bu aramalar sözde 'ajanlık' ithamlarının bir dini cemaati yıldırma aracı olarak kullanıldığını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Siyasi motivasyona dayanan bu tarz girişimlerle hedeflenen şey, DİTİB'in köşeye sıkıştırılması, kendi kaderini tayin hakkının elinden alınması ve Türkiye'den bütünüyle koparılmasıdır." 

"Ayarlanmış bir zamanlamanın ürünü"

Yeneroğlu, bu siyasi hesabın, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Türkiye ziyareti öncesinde gündemin etkilenmemesi için ayarlanmış bir zamanlamanın ürünü olduğunu bildirdi.

DİTİB'in Türkiye ile özellikle diyanet üzerinden kurduğu teolojik anlamdaki bağlılığının, ne kadar kıymetli ve gerekli olduğunun Alman siyasetinin de malumu olması gerektiğine işaret eden Yeneroğlu, "Bu bağ şükran ve takdirle karşılanacağına, DİTİB’in hukuki baskılarla köşeye sıkıştırılmaya çalışılması kabul edilemez." değerlendirmesini yaptı.

HABERE YORUM KAT